MESNEVİ’Yİ NASIL BİLİRSİNİZ?

Z e y n e p Ö Z EL

Ender Saraç’ı bilirsiniz. İyi bir tabiptir kendileri. Ama geçen gün bir televizyon programında, depresyon tedavisiyle ilgili olarak, “Mesnevi okuyabilirsiniz ya da Uzakdoğu felsefesi okuyabilirsiniz, bunlar depresyona iyi gelir” gibi bir açıklamada bulundu. Sayın Saraç’ın bitki terkiplerini kullanıyoruz, tamam faydalanıyoruz da. Ama bu da öyle bir şey mi ki, bir tutam Mesnevi’yi, biraz Budizm’le demleyelim, depresyon ilacı niyetine içelim. Son yılların modası bu: Hz. Mevlana bir maneviyat gurusuymuş (Hindu rahip), Mesnevi modern zamanlara özgü bir kişisel gelişim kitabıymış gibi tanımlanıyor bazı çevrelerce. Oysa Mesnevi ile Uzakdoğu felsefeleri arasında dağlar kadar fark var. Öyle ki, geride tasavvufi hikmetlere dair kitaplar bırakmış rahmetli Nusret Tura’nın dediği gibi, “Uzakdoğu felsefeleriyle de arınmaya çalışabilir, nefsinizi terbiye etme gayreti içinde olabilirsiniz ama sizi yolda Allah karşılamaz. Oysa tasavvuf yolcusunu yolda Allah karşılar.” Bu konuyla ilgili Psikiyatrist Mustafa Merter’in epeyce ses getiren kitabı Dokuz Yüz Katlı İnsan’a bakılabilir ayrıca. Öyle diyor Merter, depresyonuma uzak doğu felsefelerinden çare aradım, ne zaman ki tasavvufla tanıştım ancak o zaman kurtulabildim. İkisi aynı şey değildir, vesselam.

daha önce bu yazinin tamamini okumustum ve de cok hosuma gitmisti.. siz de yazinin en önemli kismini alinti yapmissiniz...