Menzil Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaUmut Tacirlerinde Şifa Aramak Untitl13Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Untitl14Latest imagesUmut Tacirlerinde Şifa Aramak Untitl15AramaGiriş yapKayıt Ol
Kütüphane bölümümüz güncellenmektedir.  "Kadın ve Erkek Eşitliği" konusu tamamlanmıştır.
Bağlantı sorunları nedeniyle Portal sayfası geçici olarak kaldırıldı....
"Program Arşivi" forumuna "Antivirüs Güvenlik" ve "Araçlar" kategorisi açılmıştır.
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Hakkını vermediğimiz iş yüzümüzü ağartmaz
Evlilikler de Bunalıma Girer
Ahirete İnancımız Ölçüsünde Huzurumuz Olur
Ebedi Hayata Doğmak
ABDEST
TALAK (BOŞANMA)
Gül Sultanım (Yeni Video Klip)
Beş Esas
Meleklere İman
Can Feda Edilecek Dost
Paz Şub. 23, 2014 7:32 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:27 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:18 pm
Paz Şub. 23, 2014 3:07 pm
Ptsi Şub. 17, 2014 3:17 am
Ptsi Şub. 17, 2014 3:09 am
Ptsi Ocak 20, 2014 3:15 am
Cuma Ekim 11, 2013 4:33 am
Çarş. Ekim 09, 2013 2:50 am
Paz Ekim 06, 2013 3:15 pm











Paylaş|

Umut Tacirlerinde Şifa Aramak

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
osmanserhat
Yönetici
Yönetici
osmanserhat
Teşekkürleri : 25
Yaş : 38
Kayıt tarihi : 24/08/08
Nerden : Gül Diyarından
Mesaj Sayısı : 9415
Tecrübe Puanı : 28579

Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Vide
MesajKonu: Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Umut Tacirlerinde Şifa Aramak EmptyÇarş. Tem. 01, 2009 4:30 am


Umut Tacirlerinde Şifa Aramak
Ayşe İZCİ

Umut Tacirlerinde Şifa Aramak B14db48ca738e1b6390


Şifanın ne olduğunu, kıymetini arayan da kaybeden de çok iyi bilir. Lakin bazen şifanın nereden geleceğini veya nerede aranacağını unutanlar oluyor. Kimden bir şey duysa, bin bir umutla peşine takılıyor. Çıkmaz sokaklarda umutlar yitirilip gidiyor. Ta ki “ya Şâfî” demeyi öğrenene kadar…

“Ya Şâfî, ente’ş-Şâfî: Ey şifa veren, tek şifa veren sensin” diyerek başlamak isterim söze. Belki en sona yazılması gereken bir bitiş cümlesi olmalı bu kelam. Gerçekte ise nefes alıştan bile önde olmalı.

Şifanın ne olduğunu, kıymetini arayan da kaybeden de çok iyi bilir. Lakin bazen şifanın nereden geleceğini veya nerede aranacağını unutanlar oluyor. Kimden bir şey duysa, bin bir umutla peşine takılıyor. Çıkmaz sokaklarda umutlar yitirilip gidiyor. ta ki “ya Şâfî” demeyi öğrenene kadar…


Kendine iyi bak!

Son zamanlarda moda olan bir söz bu. Hani eskiden vedalaşırken veya bir yerden ayrılırken giden kişi kalanlar için “Allah’a ısmarladık” temennisinde bulunurdu. Uğurlayanlar da ona “güle güle, yolun açık olsun, Allah’a emanet ol” derlerdi. Şimdi el sallayarak “bay bay” edip, kalan da giden de aynı sözü söylüyor: Kendine iyi bak!

Evet, yeni özsever sloganımız bu. Öyle tevekkülle ilgisi falan yok bu sözün. Manasını biraz daha açmak gerekirse, bu kısa ifade ile denilmek isteniyor ki; bu dünyada teksin, değerlisin, önemlisin, kendini sevmelisin ve her zaman iyi hissetmelisin. Sen sağlıklı olmaya layıksın.

Peki, bu her zaman mümkün mü? Sağlıklı kalabilmek için her yol mübah mı?

İşte yeni manevi buhranımız bu noktadan kaynaklanıyor. Sanayi devriminin, otomasyon çağının insanın özüne ve tabiata yabancılaşması nutuklarından sonra, sıra gelmiş kaybettiklerimizi bulmaya! İnsan olduğumuzu hatırlamak, doğaya yönelmek, özümüzle barışmak, hayatı dolu dolu yaşamak filan... Yani “pozitif” olmak.

Halet-i ruhiye denilen ele avuca sığmaz, tarife gelmez değişkeni yine iki kutuba ayırdık, siyahla beyaz gibi. Müspet-menfi, negatif-pozitif, ying-yang, çing-çang... adına ne derseniz deyin, bu kez bir orta nokta bile yok. Gri yok, ılımlı yok, nötr yok, normal yok! Ya çalıp oynamak var ya da oturup ağlamak... Üstelik uğraşanlar emek vermiş, ta 15 bin yıl öncesinden bulup çıkarmışlar bu sağlık hazinesini; Çin diyarında mı, Tibet’te mi yoksa Orta Asya’da mı nerde; o zamanda insanlar efsaneye göre çok uzun ve sağlıklı yaşıyorlarmış da... Bunca teknolojik gelişmişliğe rağmen insanlar niye sağlıksız olsun ve kısa yaşasın?

Sağlıklı yaşamanın altın kurallarını keşfetmek yetmemiş, ne kadar uzun yaşansa da ölümü kabullenmek mümkün olmamış ki, bir de “reenkarnasyon” denilen, insan ruhunun defalarca dünyaya gelip beden bulduğuna ve ölümsüzlüğe inanan öğreti de eklenmiş yanına.

Buna mukabil kimi insanlar şu 60-70 yıllık dünya hayatını bile taşıyamaz hale gelmiş, intihar ediyorlar. Kendine hayatı zehir eden ne çok insan var. Alkolik, maddekolik, işkolik, idolkolik, parakolik, kendi özüne ziyan... Alternatif tıp adı altında umut tacirliği ve modern tıbba güvenin kayboluşu. Gerçi modern tıbbın kendi içinde sorunları yok değil. İlaç ticareti, doktorların tüccarlaşması, ‘şifa eşittir para’ algısının yaygınlaşması ve sair... Saymayı boşverelim, konuya geçelim.


Otçular, taşçılar

Şifalı bitkiler veya baharatçı dükkanları günden güne çoğalıyor. Modern tabirle “herbalistler” veya bizim klasik aktarlarımız iade-i itibar görmüşler gibi şöyle daha bir özgüvenli duruş sergiliyorlar. “Abla bende 1800 çeşit şifalı bitki var!” dedi birisi. Bir tek ecele çare olacak iksir yok.

Artık günümüz insanı hastaneden önce veya sonra mutlaka otçulara da bir uğruyor deva aramak için. Çünkü televizyonlardan o kadar çok şifa tarifi dinliyor veya gazetelerden sağlıklı beslenme ve alternatif tedavi yazıları okuyoruz ki, gaza gelmemek mümkün değil.

Bunun ne mahzuru var demeyin lütfen. İşin bir de trajik yönü var ki, ağır hastalığa düçar olmuş nice kişilere hastalıkları yetmezmiş gibi ilave sıkıntılar yaşatılıyor umut adına.

Geçenlerde kızıma incik-boncuk cinsinden bir şeyler almak için bir dükkana girdim. Bir reyondaki fiyatlar dikkatimi çekti. Kuyumcu dükkanı gibi. Çeşit çeşit kristal taşlar vardı. Kimi işlem görmüş takı haline getirilmiş, kimi de ham haliyle sergileniyordu.

Adam katalog ve broşür bastırmış: Hangi burçtakiler hangi taşla hangi kuşu vuracaklar... yani hangi hastalıklarını iyi edecekler!.. Hangisi pozitif enerji topluyor, hangi taş negatif enerji atıyor, bu bir bilimmiş meğer. Hangi ruhî hastalıklarda hangi taşı boynumuza asacağız ve metabolizmamızın aksayan yönlerini, şekeri, tiroidi, pankreası hangi taşı taşıyarak düzene sokacağınızı arayın, internette bile hemencecik bulursunuz.

Tak boynuna kristal pozitif taşı, kalmasın gözünün yaşı. Bu taşlarla hasta avlama işinde en çok Reikiciler mahirmiş, öyle dedi dükkan sahibi. Benden söylemesi.

Sözde İslâmî dayanak

Bazı sonradan hidayete ermiş şifacılar da var ki bulanık suları daha da bulandırıyorlar. Öncesinde ilkel medeniyetlere hayran olmuş, meditasyonlarda huzur bulmuş, aklı baliğ olduğunda ise yönünü kıbleye çevirmiş kimi yazarların hâlâ eski etkilenmelerini maalesef üzerlerinden atamadıkları yazdıkları popüler dinî kitaplardan açıkça anlaşılmakta. Kur’an-ı Kerim’i esaslı bir şifa kaynağı olarak beyan ederlerken illâ Çin felsefesindeki veya Reiki’deki çakraların varlığını ispatlamaya yelteniyorlar. Kendi yorumunca dört çakraya dayanak teşkil eden ayet-i kerimeler bulmuş. Ama üç çarka için bulamamış ve açıklamayı yarım bırakmış. Sanki hâşâ kitabımızda bir noksanlık var gibi bir durum çıkmış ortaya.

Bir başkası ise Esma-i Hüsnâ’dan hangisinin hangi hastalığa şifa olduğuna dair bir icatta bulunarak o mukaddes isimleri nerelere çekmiş. Namaz kılarak hangi uzuvla enerji topladığımızı okuduğumda bir müddet bocaladım. Sanki namazı sağlıklı yaşam için bir nevi terapi olarak kılmış oluyoruz.

Kur’an-ı Kerim’e bakışımızla oynuyor bunlar. Yorumcunun biri de tasavvuftaki letâif konusu ile Reiki’nin çakralarını uyumlaştırmayı başarmış kendince.

Bu tür kitaplara dinî yayıncılık yapan köklü müesseselerde bile rastlanabiliyor. Maalesef orta halli vatandaşımız da “yanlış olsa burada satılmaz” gibi toptan bir güven duygusuyla bu yeni moda yayınları alıyorlar. Şifa ararken bir şeyler mi kaybediyoruz acaba?

Nebevî tavsiyeler

Rasulullah s.a.v.’in balla ilgili hadisleri, çörek otunun faydaları, Kur’an-ı Kerim’de bahsi geçen meyve ve yemişler ve yine Sevgili Peygamberimiz’in ağrıyan bir yeri sağ eli ile hafifçe meshederken şifa duası okuması ve böyle yapılmasını tavsiye buyurması, rivayete göre akik taşlı yüzük takması gibi net ve ferahlık verici bilgilerimiz de var elhamdülillah. Ama “negatif enerjilerden” korunmak için bize Buda heykellerinde görülen parmak bitiştirme figürü veya el kilitleme hareketini öğretmemiş. Ne var bunda canım, diyerek çeşitli dinî yayın veya seminerlerde bu gibi saçma sapan Budistçe tripleri saf vatandaşıma laf olsun diye bile öğretmenin bir anlamı yok. Bunu yapan vebal altında kalır! Kendisi günün birinde doğruyu bulsa bile o yanlış öğrettiği insanlara tekrar ulaşıp düzeltme imkanı bulmaya ömrü vefa etmeyebilir. Bu ne kadar büyük sorumluluktur, bilirsiniz.

Rabbimiz’in yarattığı güzelim kristal taşları, incileri ziynet eşyası olarak kullanırız gönül rahatlığıyla. Diyelim bazı taşların vücuttaki birikmiş elektrik yükünü giderici bir etkisi de bulunsun. Tercih sizin. Günde üç beş kez abdest alan insanın koynuna taş basmaya ihtiyacı var mı? Yukarıdan aşağı şifa olan Mukaddes Kitabımız, namaz ve dua varken negatif enerjiden, her türlü negatiflikten korkmak akıl işi değil.

Rabbim cümlemizi şifa aramak adına manevi buhranlara saplanmaktan muhafaza eylesin. İnsanları karanlıklarda yolunu şaşırmaktan alıkoyan Allah dostlarının ziyasıdır. Bulanık sulara düşse bile insan, çırpınırken sanki bir el onu tutup çekiyor oradan. Ve tam bir teslimiyetle uyulabilse onlar ne güzel rehberdir. Şâfî kim, şifa nerede itikadı hastalandırmadan öğrenilir o zaman.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com
ismi_subhan
Süper Moderatör
Süper Moderatör
ismi_subhan
Teşekkürleri : 18
Kayıt tarihi : 17/09/08
Nerden : Yozgat
Mesaj Sayısı : 4748
Tecrübe Puanı : 20019

Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Vide
MesajKonu: Geri: Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Umut Tacirlerinde Şifa Aramak EmptyCuma Tem. 17, 2009 1:49 pm

Allah razı olsun kurban....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com/forum.htm
Misafir
Misafir
Anonymous

Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Vide
MesajKonu: Geri: Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Umut Tacirlerinde Şifa Aramak EmptyCuma Ocak 22, 2010 7:10 am

Allah razı olsun kurban, nebevi tavsiyeleri uyguluyoruz bizler. İşin üzücü olan,
yanı nebevi tavsiyeleride kendi saçmalıklarıyla birleştirip para kazanmaya
çalışan insanların olması. Allah şaşırtmasın...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
HAKTAN
Moderatör
Moderatör
HAKTAN
Teşekkürleri : 39
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 16/09/09
Nerden : isvec
Mesaj Sayısı : 2453
Tecrübe Puanı : 20408

Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Vide
MesajKonu: Geri: Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Umut Tacirlerinde Şifa Aramak EmptyCuma Ocak 22, 2010 4:16 pm

Ayşe İZCİ
hanimin yazilarina bayiliyorum.. hakikaten cok önemli seyleri bulup cikariyor ..

Allah razı olsun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
kandemir
Yönetici Yardımcı
Yönetici Yardımcı
avatar
Teşekkürleri : 15
Yaş : 26
Kayıt tarihi : 12/07/09
Nerden : .
Mesaj Sayısı : 1354
Tecrübe Puanı : 18566

Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Vide
MesajKonu: Geri: Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Umut Tacirlerinde Şifa Aramak EmptyCuma Ocak 22, 2010 5:09 pm

HAKTAN demiş ki:
Ayşe İZCİ
hanimin yazilarina bayiliyorum.. hakikaten cok önemli seyleri bulup cikariyor ..

Allah razı olsun

bir yazısında helva hikayesi vardı. Köylerde verdiğim aile semirelerinde kullanıyorum. Çok hoşlarına gidiyor. Şifalı bitkiciler her yerde mantar gibi bitiyor. Halbuki Aktarlık farklı bir şey, bunların yaptıkları düpedüz milletin zaafından faydalanıp para kazanmak...tv de çok uçuk şeyler söylüyor uzman arkadaşlar...maydanoz fiyatları bile bunların yüzünden dört kat arttı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AYENE
Müdavim
Müdavim
AYENE
Teşekkürleri : 9
Kayıt tarihi : 15/09/08
Nerden : ~~ToPrAkTaN~~
Mesaj Sayısı : 6807
Tecrübe Puanı : 21375

Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Vide
MesajKonu: Geri: Umut Tacirlerinde Şifa Aramak Umut Tacirlerinde Şifa Aramak EmptyCuma Ocak 22, 2010 5:32 pm

Merki demiş ki:
Allah razı olsun kurban, nebevi tavsiyeleri uyguluyoruz bizler. İşin üzücü olan,
yanı nebevi tavsiyeleride kendi saçmalıklarıyla birleştirip para kazanmaya
çalışan insanların olması. Allah şaşırtmasın...

Umut Tacirlerinde Şifa Aramak 201916
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com

Umut Tacirlerinde Şifa Aramak

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Menzil Forum :: Semerkand & Radyo & TV :: Semerkand Dergisi-
SİSTEM BİLGİLERİÖNEMLİ BİLGİLENDİRME
Powered by phpBB2 (subsilver)
Copyright ©2008 - 2011,
Content Relevant URLs by www.akmenzil.net
Kuruluş Tarihi : Paz 24 Ağus. 2008 - 18:30
akmenzil.net sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini onay almaksızın anında siteye yazabilmektedir.Bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcıya aittir.Sitemizde yasalara aykırı herhangi bir materyal bulursanızakmenzil@hotmail.com e-mail adresimize bildirirseniz,şikayetiniz incelendikten sonra en kısa sürede gereken yapılacaktır.
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar