Menzil Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAyet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri Untitl13Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri Untitl14Latest imagesAyet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri Untitl15AramaGiriş yapKayıt Ol
Kütüphane bölümümüz güncellenmektedir.  "Kadın ve Erkek Eşitliği" konusu tamamlanmıştır.
Bağlantı sorunları nedeniyle Portal sayfası geçici olarak kaldırıldı....
"Program Arşivi" forumuna "Antivirüs Güvenlik" ve "Araçlar" kategorisi açılmıştır.
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Hakkını vermediğimiz iş yüzümüzü ağartmaz
Evlilikler de Bunalıma Girer
Ahirete İnancımız Ölçüsünde Huzurumuz Olur
Ebedi Hayata Doğmak
ABDEST
TALAK (BOŞANMA)
Gül Sultanım (Yeni Video Klip)
Beş Esas
Meleklere İman
Can Feda Edilecek Dost
Paz Şub. 23, 2014 7:32 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:27 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:18 pm
Paz Şub. 23, 2014 3:07 pm
Ptsi Şub. 17, 2014 3:17 am
Ptsi Şub. 17, 2014 3:09 am
Ptsi Ocak 20, 2014 3:15 am
Cuma Ekim 11, 2013 4:33 am
Çarş. Ekim 09, 2013 2:50 am
Paz Ekim 06, 2013 3:15 pm











Paylaş|

Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
ergenekon_41
Müdavim
Müdavim
ergenekon_41
Teşekkürleri : 6
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 27/03/09
Nerden : kocaeli
Mesaj Sayısı : 4029
Tecrübe Puanı : 22684

Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri Vide
MesajKonu: Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri EmptyÇarş. Kas. 04, 2009 9:33 pm

FATİHA SURESİ

Onun hakkında alimler ihtilafa düştüler. Çoğuna göre Kur'an'dan ilk nazil olan sûrelerden biri olarak Mekke'de nazil olmuştur.
Ebû Osman Said b. Muhammed b. Ahmed ez-Zahid, dedesinden, o Ebû Amr el-Hıyerî'den, o İbrahim b. el-Haris ve Ali b. Sehl b. el-Muğire'den, onlar da Yahya b. Ebî .Bükeyr'den, o İsrail'den, o Ebû İshak'tan, o da Ebû Meysere'den bize haber verdi: "Rasulullah (s.a.v.) ortaya çıktığında kendisine 'Ya Muhammed" diye nida eden bir münadiyi işitti. Sesi işitince korka korka yürüdü. Varaka b. Nevfel de kendisine dedi ki: "Nida eden sesi işittiğinde sana ne dediğini işitinceye kadar sağlamca dur." Yine Rasulullah (s.a.v.) görünce 'Ya Muhammed" diye aynı sesi duydu ve "emrine hazırım" buyurdu. Seslenen dedi ki: "Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şahidlik ederim de." Sonra aynı ses O'na Fatiha Sûresi'ni sonuna kadar okudu." [1]
Şu haber de Ali b, Ebî Talib'in rivayetidir.
Ebû İshak Ahmed b. Muhammed el-Müfessir, Hasan b. Cafer el-Müfessir'den, o Ebu'l-Hasan b. Muhammed b. Mahmud el-Mervezî'den, o Abdullah b. Mahmud es-Sadi'den, o Ebû Yahya el-Kasrî'den, o Mervan b. Muaviye'den, o A'la b. el-Müseyyib'den, o Fudayl b. Amr'dan, o da Ali b. Ebî Talib'den Ali'nin şöyle dediğini bize haber verdi: "Fatiha-i Kitab, Arş'ın altındaki bir hazineden Mekke'de nazil oldu." [2]
Bir önceki isnada göre Sa'di'den, o Amr b. Salih'ten, o babasından, o Kelbî'den, o Ebû Salih'ten, o da İbn Abbas'tan şöyle dediğini bize haber verdi: "Peygamber (s.a.v.) Mekke'de kaim oldu da "Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim, el-hamdu lillahi Rabbi’l-âlemin" dedi. Bunun üzerine Kureyş: "Allah, ağzını kapatsın" veya bunun gibi birşey söyledi.
Bu haberi Hasan ve Katade söyledi.
Mücahid'e göre de Fatiha Medine'de nazil olmuştur. Hiiseyn b. Fadl dedi ki: "Her alim yanılabilir. Bu da Mücahid'in bir yanılmasidır. Zira o bu sözde yalnız kalmışur. Alimler aksini söylüyorlar. Fatiha'nın Mekke'de nazil olduğuna kesin olarak hüküm veri¬lecek delillerden biri de "Andolsun biz sana tekrarlanan yediyi ve yüce Kur’an’ı verdik." âyeti veya Fatiha'dır." [3]
Muhammed b. Abdirrahman en-Nahvî, Muhammed b. Ahmed b. Ali et-Hıyerî'den, o Ahmed b. Ali b. el-Müsenna'dan, o Yahya b. Eyyub'dan, o İsmail b. Cafer'den, o el-A'la'dan, o babasından, o da Ebû Hureyre'nin şöyle dediğni bize haber verdi: "Ubeyy İbn Ka'b, kendisine Ümmü'I-Kur'an'ı okuduğu esnada Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki Allah bunun bir mislini, ne Tevrat'da, ne İncil'de, ne Zebur'da, ne de Kur'an'da indirmiştir. Şüphesiz o bana veri¬len Seb'ul-Mesani (namazın her rekatında tekrar tekrar okunan yedi âyet) ve büyük Kur'an'dır."
el-Hicr Sûresi ittifakla Mekke'de nazil olmuştur. Bu âyet de bu sûrenin içinde¬dir. Dolayısıyla Allah Teala Peygamberine Mekke'de bulunurken Fatiha'yı vermekle ih¬san edip, sonra da onu Medine'de indirmiştir. Rasulullah (s.a.v.)'ın Fatiha'yı okumaksızın, namaz kılarak Mekke'de on küsur sene yaşadığını söylememiz mümkün değildir. Bu iddia akılların kabul edemeyeceği şeyler cümlesindendir. [4]


[1] Mürsel hadistir.
[2] Senedinde kopukluk var. Fudayl, Ali'den işitmemiştir. Deylemî; el-Firdevs: 6816, Kenzu'l-Ummal: 2521.
[3] Senedi zayıftır.
[4] Timizi; Tefsir: 3125, Hakim; Müstedrek: 2/258, Abdullah b. Ahmed; Zevaidu'l-Müsned: 5/114.
İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 18-19.

Kaynak Esbab-ı Nüzul Kitabı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ergenekon_41
Müdavim
Müdavim
ergenekon_41
Teşekkürleri : 6
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 27/03/09
Nerden : kocaeli
Mesaj Sayısı : 4029
Tecrübe Puanı : 22684

Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri Vide
MesajKonu: Geri: Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri EmptyPerş. Kas. 05, 2009 10:50 pm

ALAK SÛRESİ-1
Alimlerin icmaı ile Sûre mekkîdir. Kur'ân'dan ilk nazil olandır. Vahyin ilk nüzulünde başından beş âyet-i kerimenin nazil olduğu, Sûrenin kalan kısmının ise daha sonraları Ebu Cehl hakkında nazil olduğu da söylenmiştir. [1]
Allâme Zemahşerî de aynı tesbit ve gö¬rüştedir. Nitekim İbn Abbas (r.a.), Ebû Musa el-Eş'ârî (r.a.) ve Hz. Aişe (r.a.)dan yapılan sahîh rivayetler de bu görüş ve tesbiti doğrulamakta¬dır. Cumhurun da görüşü bu doğrultuda gerçekleşmiştir. [2]
İbn Merduye (veya Merdeveyh’in İbn Abbas (r.a.)dan yaptığı rivaye¬te göre, İbn Abbas şöyle demiştir: “Kur'ân'ın ilk inen âyetleridir.” [3]
Taberânî ve Hâkim'in sahîhlediği Ebû Musa el-Eş'ârî (r.a.) rivaye¬tinde Ebû Musa el-Eş'ârî şöyle haber vermiştir: “Hz. Muhammed'e (a.s.) ilk inen sûredir.” [4]
İbn Cerîr ve Hâkim'in tahrîc ettikleri; Beyhakî ve İbn Merduyeh'in sahîhlediği Hz. Aişe hadîsinde Hz. Aişe şöyle demiştir: “Kur'ân'dan ilk inen sûredir” [5]
Böylece Kur'ân'dan ilk inen, Alâk Sûresi'nin başındaki beş âyettir ki bu, Allah'ın kullarına kapısını açtığı ilk rahmet, verdiği ilk nimettir. Altı asra yakın geçen fetret devrinde bu rahmet ve nimetin esintisi kesilmiş; katılaşan kalpler ilâhî vahyin hayat veren davetinden mahrum kalmıştı. [6]
Mâverdî'nin tesbitine göre, Hz. Aişe (r.a.) ilk inen sûre hakkında şöy¬le demiştir:
“Allah'ın kendi Resulü (Muhammed a.s.) üzerine indirdiği ilk sûre, Alâk Sûresi'dir. Ondan sonra Nûn ve'l-kalem Sûresi, ondan sonra da Müddessir Süresidir ve arkasından Duhâ Sûresi inmiştir.” [7]
Bu surenin baş kısmı Kur'an-ı Kerim'in ilk inen bölümüdür. Surenin diğer kısmı ise, Peygamber (s.a.)'in daveti Kureyş arasında yayıldıktan ve ona yönelik eziyetler başladıktan sonra inmiştir. [8]

1. Yaratmış olan Rabbının adıyla oku.
2. Ki O, insanı bir "Alak"tan yarattı.
3. Oku, O senin Rabbın sonsuz bir kerem sahibidir.
4. Ki O, kalemle öğretmiştir.
5. O, insana bilmediğim öğretmiştir.

Ayetlerin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Yahya ibn Bükeyr kanalıyla Hz. Aişe'den rivayette o şöyle anlatıyor: Rasûlullah (sa)'a gelen ilk vahy uyku halinde iken görmüş olduğu sâdık rüya¬lardır. Hangi rüyayı görse mutlaka gün aydınlığı gibi aynen çıkardı. Sonra ona yalnızlık sevdirildi, Hıra mağarasına çekilip orada pek çok gece ibadetle geçi¬rirdi. Bunun için de yanına azık alırdı. (Azığı bitince) Hz. Hadice'nin yanına gelir ve yine azığını alıp tekrar mağaraya dönerdi. Nihayet O Hıra mağarasında iken hakk ona geliverdi. Melek O'na geldi ve:
"Oku." dedi. Rasûlullah:
"Ben okuyucu değilim (okuma bilmiyorum)." dedi. Hz. Peygamber der ki:
"Melek beni aldı ve takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı ve:
"Oku." dedi. Ben yine:
"Ben okuyamam." dedim. Beni ikinci kere takatten kesilinceye kadar sıktı, sonra bıraktı ve:
"Oku." dedi. Ben yine:
"Ben okuyucu değilim." dedim. Beni üçüncü kere yakalayıp takatim kesilinceye kadar sıktı, sonra bıraktı ve:
"Yara¬tan Rabbının adıyla oku. O, insanı bir alakadan yaratmıştır. Oku, Rabbın niha¬yetsiz kerem sahibidir." dedi.
Hz. Aişe anlatmaya şöyle devam ediyor:
Rasûlullah bununla (Cibrîl’in kendisine okuduğu vahiyle) kalbi titreyerek döndü ve Hz. Hadice bint Huveylid'in yanına girdi,
"Beni örtün, beni örtün." dedi. Onun üstünü örttüler. Nihayet korkusu geçince Hadice'ye olanları haber verdi ve
"Ey Hadice, bana ne oluyor? Kendimden (bana bir şey olmasından) kork¬tum." dedi. Hz. Hadice O'na:
"Asla! korkma sana bir şey olmaz. Allah'a yemin ederim ki Allah seni asla rüsvay etmiyecek (seni üzmeyecek)tir. Çünkü sen sıla-i rahimde bulunur, Sözün doğrusunu konuşur, yorulmuşları taşır, yoksullara verir, misafirleri ağırlar, musibete uğrayanlara yardım edersin." deyip onu Hz. Hadice'nin amcası oğlu olan Varaka ibn Nevfel ibn Esed ibn Abdu'l-Uzzâ'ya götürdü. Varaka Câhiliye devrinde hristiyan olmuştu. İbranice kitap yazar ve Allah'ın dilediği miktarda İncil'i İbranice (veya Arapça) yazardı. Çok yaşlanmış ve gözleri kör olmuştu. Hz. Hadice ona:
"Ey amcamın oğlu, kardeşin oğlu (Muhammed)'i dinle." dedi. Varaka:
"Ey kardeşim oğlu nedir gördüğün?" diye sordu, Hz. Peygamber (sa) de gördüğünün haberini ona haber verdi. Varaka O'na:
"Bu (sana gelen) Allah'ın Musa'ya indirmiş olduğu Nâmûs'tur. Keşke genç olsaydım ve kavmin seni (yaşadığın kasabadan) çıkardıklarında hayatta olsaydım." dedi. Hz. Peygamber (sa):
"Onlar beni çıkaracaklar mı?" dedi. Vara¬ka:
"Evet, senin getirdiğini kim getirse mutlaka ona düşmanlık edilir. Eğer ben senin o gününe ulaşacak olursam elbette seni desteklerim." dedi ve fakat çok geçmeden Varaka vefat etti ve vahy de kesildi. Hz. Peygamber (sa) vahyin ke¬silmesine çok üzüldü.
İbn Şihâb kanalıyla Câbir ibn Abdillâh el-Ansarî'den rivayette o vahyin kesilmesinden bahisle naklettiği hadisinde Hz. Peygamber (sa) şöyle anlatır:
“Ben yürürken gökten bir ses işittim. Gözlerimi göğe çevirdiğimde ne göreyim; bana Hıra'da gelen melek gökle yer arasında bir kürsüye oturmuş. Ondan öyle korktum ki hemen eve dönüp "Beni örtün, beni örtün." diyebildim. İşte bunun üzerine Allah Tealâ "Kötü şeylerden sakın"a kadar "Ey örtüye bürünen, kalk ve uyar..." âyetlerini indirdi ve ondan sonra da artık vahy peşpeşe gelmeye devam etti.” [9]
2- İmam Ahmed'in Zührî kanalıyla Hz. Aişe'den rivayetle tahric ettiği bu ha¬diste vahyin kesildiği sırada olanlar anlatılırken Hz. Peygamber (sa)'in o devre¬de vahyin gelmemesi uzayınca kendini dağların zirvesinden atmaya niyyetlendiği, kendini atmak üzere her bir dağ zirvesine çıkışında Cibril'in ken¬disine görünerek
"Ey Muhammed sen gerçekten Allah'ın elçisisin." diyerek onu teskin ettiği ayrıntısına da yer verilmiştir. [10]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ergenekon_41
Müdavim
Müdavim
ergenekon_41
Teşekkürleri : 6
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 27/03/09
Nerden : kocaeli
Mesaj Sayısı : 4029
Tecrübe Puanı : 22684

Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri Vide
MesajKonu: Geri: Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri EmptyCuma Kas. 06, 2009 7:57 pm

CUMA SURESİ
Medine'de ve Saff Sûresinden sonra nazil olmuştur. İbn Yesâr Sûrenin mekkî olduğunu söylemiş ve bu görüş İbn Abbâs ve Mücâhid'den de nakledil­mişse de sahih olan medenî oluşudur ve bu, cumhurun görüşüdür.[1] Ayetlerinin adedi, on birdir. [2]
3. Onlardan başkalarına da. Ki henüz onlara katılmamışlardır. Ve O Azîz'dir, Hakîm'dir.Abdulaziz ibn Abdullah kanalıyla Ebu Hüreyre'den rivayette o şöyle anla­tıyor:
Hz. Peygamber (sa)'in yanında oturuyorduk. O'na Cum'a Sûresi nazil oldu da bize okudu. "Onlardan başkalarına da ki henüz onlara katılmamışlar­dır." âyet-i kerimesine gelince ben:
"Ey Allah'ın elçisi, onlar kimlerdir?" diye sordum, cevap vermediler, üçüncü kere sorulunca -ki Selmân da içimizdeydi-Rasûlullah (sa) elini Selman'ın üzerine koydu ve:
"Şayet iman Süreyya'nın ya­nında olsa bundan (bunun kavminden) adamlar -veya bir adam- onu alır, elde ederdi." Buyurdular.[3]
6. De ki: "Ey yahudiler, bütün insanları bir yana bırakarak yalnız kendini­zin mi Allah'ın dostları olduğunuzu iddia ediyorsunuz? Öyleyse bunda samimi iseniz ölümü temenni edin.
7. Yaptıklarından dolayı ölümü kat'iyyen temenni edemezler. Allah, zâlimle­ri Alîm'dir.
8. De ki: "Gerçekten sizin kaçıp durduğunuz ölüme mutlaka yakalanacak­sınız. Sonra da görüleni ve görülmeyeni Bilen'e döndürüleceksiniz. O, size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.
Hz. Peygamber (sa), peygamber olarak ortaya çıkınca Medine Yahudileri, Hayber yahudilerine:
"Eğer siz Muhammed'e tabi olursanız biz de ona itaat edeceğiz; siz muhalefet ederseniz biz de ona muhalefet edeceğiz." diye yazmış­lardı. Hayber Yahudileri:
"Bizler Halîlu'r-Rahmân'ın oğullarıyız, Allah'ın oğlu Uzeyr ve diğer peygamberler bizdendir, peygamberlik ne zaman Arapların oldu ki? Elbette biz peygamberliğe Muhammed'den daha lâyıkız ve ona tâbi olma­mızın imkânı yoktur." dediler ve işte bu âyet-i kerimeler bunun üzerine nazil oldu.[4]
9. Ey iman edenler, Cuma günü namaz için nida olunduğu vakit hemen Al­lah'ın zikrine koşun ve alış-verişi bırakın. Bilirseniz bu, sizin için en hayırlı olandır.
Taberî'nin Mihrân kanalıyla Ebu Mâlik'ten rivayet ettiği bir habere göre Bakîu'z-Zübeyr denilen mahalde bir topluluk alış-veriş yaparlar, Cuma günü cuma ezanı okunmuş olmasına rağmen alış-verişe devam eder, kalkıp namaza gitmezlermiş. İşte bunun üzerine "Ey iman edenler, Cuma günü namaz için nida olunduğunda..." âyet-i kerimesi nazil olmuş.[5]
11. "Onlar bir kazanç veya bir eğlence gördüklerinde, seni ayakta bırakarak oraya yöneldiler. De ki: "Allah katında olan, eğlenceden de kazançtan da hayırlıdır. Allah, nzık verenlerin en îyisidir."
Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Kervanla ilgil rivayetler:
a- Ustaz Ebû Tahir ez-Ziyadî, Ebu'l-Abbas Ali b. İbrahim'den, o Muhammed b. Müslim b. Vare'den, o Hasan b. Atiyye'den, o İsrail'den, o Husayn b. Abdirrahman'dan, o Ebû Süfyan'dan, o Cabir b. Abdullah'tan haber vererek şöyle dedi:
"Rasulullah (s.a.v.) Cuma günü hutbe okurken, Şam'dan dönen bir kafile geldi. (Hutbe dinleyenlerden) on iki kişi hariç herkes Mescid'den çıkıp kafileye gitti. Bunun üzerine Allah Teala bu âyeti indirdi."[6]
Bu hadisi Buhari, Hafs b. Ömer'den, o Halid b. Abdillah'tan, o da Husayn'dan ri­vayet etmiştir.[7]
b- Muhammed b. İbrahim el-Müzekkî, Ebû Bekr (b.) Abdullah b. Yahya at-Talhî'den, o Cafer b. Ahmed b. İmran eş-Şâşî'den, o Abdullah b. Ahmed b. Yunus'tan, o Abser b. Kasim'dan, o Husayn'dan, o Salim Ebi'l-Ca'd'dan, o da Cabir b. Abdillah'tan bize şunu dediğini haber verdi:
"Rasulullah (s.a.v.) ile beraber Cuma'da idik. Yiyecek taşıyan bir kafile geldi. On iki kişi hariç herkes mescidden çıkıp kafilenin yanma gittiler. Bunun üzerine Cuma âyeti indi."[8]
Bu hadisi Müslim, İshak b. İbrahim'den, o da Cerir'den rivayet etmiştir. Buhari de bu hadisi "Kitabu'l-Cumua"da Muaviye b. Amr'dan, o Zaide'den, Husayn'da bu son iki raviden rivayet etmiştir.[9]
c- Müfessirler şöyle dediler:
"Medine halkına açlık ve pahalılık isabet etti, Dihye b. Halife el-Kelbî, bir ticaretle Şam'dan döndü. Onun dönüşünü halka duyurmak için da­vul çalındı. O anda Rasulullah (s.a.v.) da Cuma hutbesini veriyordu. Herkes çıktı gitti. Mescidde sadece on iki kişi kaldı. Ebû Bekr ve Ömer de bu on iki kişi arasındaydı. Bunun üzerine Allah Teala bu âyeti indirdi." Peygamber (s.a.v.) de buyurdu ki:
"Eğer hepiniz onlara tabi olup gitseydiniz ve sizden hiç biriniz burada kalmasaydı üzerinize bir vadi dolusu ateş, sel gibi gelirdi."[10]
d- Ebu Mâlik'ten gelen bir rivayette bu ticaret kervanının zeytin yağı yüklü olduğu ayrıntısı vardır.[11]
e- Câbir ibn Abdullah'tan gelen bir rivayette Hz. Peygamber (sa)'le birlikte sadece 12 kişi ve bir kadının kaldığı; Hz. Peygamber (sa)'in:
"Şayet sonuncularınız ilklerinize katılsaydılar vadi ateşle dolacaktı." buyurduğu ve bu âyet-i kerimenin bunun üzerine nazil olduğu ayrıntılarına yer verilmekte­dir.[12]
f- Katâde'den rivayete göre ashabın, Hz. Peygamber (sa)'i bu şekilde minberde iken kervan geldi haberiyle dışarı çıkmaları ve Efendimiz (sa)'i hutbede ayakta bırakmaları üç kere vukubulmuştur.[13]
2- Düğünle ilgili rivayet:
Câbir ibn Abdullah'tan gelen bir rivayete göre bir kız evlendirilmiş ve onun çalgıcılar eşliğindeki düğün alayı Mescid-i Nebevî'nin yanından geçerken orada bulunanlar, Hz. Peygamber (sa)'i minberde iken terkedip düğün alayına yönelmişler de bunun üzerine Allah Tealâ: "Onlar, bir ticaret veya bir oyun gördüklerinde seni ayakta bırakarak oraya yöneldiler..." âyet-i kerimesini indirmiş.[14]
Suyûtî, her iki rivayeti verdikten sonra ticaret kervanının gelmesi ile Mescid-i Nebevî'nin yanından düğün alayının geçmesi olaylarının aynı zamanda olduğunu ve dolayısıyla her iki olayın birden bu âyetin nüzul sebebi olduğu görüşünü tercih eder.[15]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Alûsî, age. XXVIII,92. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/879.
[2] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/664.
[3] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, Cum'a, 62/1; Müslim, Fedâilii's-Sahâbe, 231; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Cum'a, 62/1, hadis no: 3310. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/879.
[4] Alûsî, age. XXVIII,96.Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/879-880.
[5] Taberî, age. XXVIII,66. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/880.
[6] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 357.
[7] Buhari, Salat: 8, Cumua: 38 (996), Tefsîru'l-Kur'ân, Cum'a, 62/2, Buyu: 2058, 2064, Tefsir: 4899, Müslim; K. Cuma: 36/863, Tirmizi; Tefsîru'l-Kur'ân, Cum'a, 62/2, hadis no: 3311. Tirmizi bu hadis için hasen ve sahihtir dedi. Nesai; Tefsir: 615. 820 İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 357. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/880. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 427; Rûhu'I-meânî, 28/104; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 6/434. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/451.
[8] Buhari, Salat: 8, Cumua 996, Buyu: 2058, 2064, Tefsir: 4899, Müslim; K. Cuma: 36/863, Tirmizi; Tefsir: 3311. Tirmizi bu hadis için hasen ve sahihtir dedi. Nesai; Tefsir: 615. 820
[9] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 357. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/664-665. Vahidî, age. s 306. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/881.
[10] Suyuti; ed-Dürr: 6/221. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 357. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 427. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/451-452.
[11] Taberî, age. XXVIII,67. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/881.
[12] Taberî, age. XXVIII,68. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/881.
[13] Râzî, age. XXX,11. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/881.
[14] Taberî, age. XXVIIl,68. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/881.
[15] Suyûtî, Lubâbun-Nukul, II168. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/881. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/665.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ayet-i Kerimelerin Gönderiliş Sebepleri

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Menzil Forum :: İslami İlimler :: Kur'an-ı Kerim-
SİSTEM BİLGİLERİÖNEMLİ BİLGİLENDİRME
Powered by phpBB2 (subsilver)
Copyright ©2008 - 2011,
Content Relevant URLs by www.akmenzil.net
Kuruluş Tarihi : Paz 24 Ağus. 2008 - 18:30
akmenzil.net sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini onay almaksızın anında siteye yazabilmektedir.Bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcıya aittir.Sitemizde yasalara aykırı herhangi bir materyal bulursanızakmenzil@hotmail.com e-mail adresimize bildirirseniz,şikayetiniz incelendikten sonra en kısa sürede gereken yapılacaktır.
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar