TASAVVUFTA YOL ALMAK EDEPLE OLUR

Nakşibendi büyükleri, Hz. Resulullah (s.a.v) Efendimizin öğrettiği hem zahir
hem de bâtıni edeplere sımsıkı sarılmışlardır.

Seyri sülük esnasındaki sohbet, vird, hatme ve diğer zikirler zâhiri edepler
içine girer.

Kalbin gafleeet ve kötülüklerden temizlenmesi, nefsin terbiye edilmesi ve
ruhun ilahi huzura yükselecek getirilmesi de bâtıni edepler içine girer.

Edep her şeyi gereğince ve yerince yapmaktır. Bunun yoluda bütün fikir ve
fiillerde edep abidesi peygamberlerin imamı Hz. Resulullah (s.a.v) Efendimize
uymaktır. Bütün Allah dostları, Hak yolunda ne elde etmişler iseler, Efendimizin
edebine uyarak elde etmişlerdir.

Büyük Veli Seriy es-Sakati; (k.s)

" Edep aklın tercumanıdır.." demiştir. Demek ki her kes edebi kadar akıllı, aklı
kadar şerefli, şeferi kadar kıymetlidir.

Edebine göre yapılmayan şeyler ne kadar çok olursa olsun fayda sağlamaz
İnsan bir işin usulüne göre gitmez ise o işte ömrünü verse hayırlı bir sonuç
alamaz.

Allah'ın yer yüzündeki şahidi ve halifesi olan ariflere hürmet kalpteki takvadan
ileri gelir. Onlara karşı edebi koruyamayan kimsenin tasavvuf yolunda hiç bir
nasibi olamaz.

Arifler: " Önce usul, sonra vusul" demişlerdir. Yani, maksadına ulaşmak isteyen
kimse, önce o işin usulüne göre yola çıkarsa, hedefine varır, yoksa yolda kalır.

Büyük alim Abdullah b. Mubarek (r.a.) ne güzel söylemiş:

"Bizler daha çok ilme değil, daha fazla edebe muhtacız."

Hak yoluna giren talip için ana sermeye edeptir. Edebi olmayanın Allah yolunda
elde edeceği hiç bir şeyi yoktur.


Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye,52 Hucviri, Kefşu'l-Mahcub, 401
Kureyşi, Risale, II, 561; Sühreverdi, Gerçek tasavvuf 365.

"Bizler daha çok ilme değil, daha fazla edebe muhtacız."

Allah razı olsun inş kurban

Amin,,ecmain