Menzil Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaTASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR Untitl13TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR Untitl14Latest imagesTASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR Untitl15AramaGiriş yapKayıt Ol
Kütüphane bölümümüz güncellenmektedir.  "Kadın ve Erkek Eşitliği" konusu tamamlanmıştır.
Bağlantı sorunları nedeniyle Portal sayfası geçici olarak kaldırıldı....
"Program Arşivi" forumuna "Antivirüs Güvenlik" ve "Araçlar" kategorisi açılmıştır.
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Hakkını vermediğimiz iş yüzümüzü ağartmaz
Evlilikler de Bunalıma Girer
Ahirete İnancımız Ölçüsünde Huzurumuz Olur
Ebedi Hayata Doğmak
ABDEST
TALAK (BOŞANMA)
Gül Sultanım (Yeni Video Klip)
Beş Esas
Meleklere İman
Can Feda Edilecek Dost
Paz Şub. 23, 2014 7:32 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:27 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:18 pm
Paz Şub. 23, 2014 3:07 pm
Ptsi Şub. 17, 2014 3:17 am
Ptsi Şub. 17, 2014 3:09 am
Ptsi Ocak 20, 2014 3:15 am
Cuma Ekim 11, 2013 4:33 am
Çarş. Ekim 09, 2013 2:50 am
Paz Ekim 06, 2013 3:15 pm











Paylaş|

TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
osmanserhat
Yönetici
Yönetici
osmanserhat
Teşekkürleri : 25
Yaş : 38
Kayıt tarihi : 24/08/08
Nerden : Gül Diyarından
Mesaj Sayısı : 9415
Tecrübe Puanı : 28642

TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR Vide
MesajKonu: TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR EmptyÇarş. Şub. 11, 2009 5:49 am





TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR
(MÜBAREK EROL)




Rabbimiz, Hz. Adem Aleyhisselam’dan Fahr-i Alem s.a.v. Efendimiz’e kadar, insanlığın salah ve kurtuluşu, dünya ve ahiret saadeti için din göndermiş, emir ve yasaklarını bildirmiştir. Neleri yapıp neleri yapmamamızı bildiren, dosdoğru bir hayatın yolunu gösteren din, Efendimiz s.a.v.’in risaletinde kemale erdirilmiştir.

Müslümanlar da bu dine kâmilen uymakla mükelleftirler. İç ve dış bütün hayatını dinin sınırları içinde, onun koyduğu hükümler doğrultusunda tanzim etmedikçe, bütün varlığı ile inanarak, benimseyerek ve severek uygulamadıkça bir müslüman kâmil bir mümin olamaz. Kâmil bir mümin olmak, ancak maddî-manevî, zahirî-batınî, iç ve dış insanın bütün yönleriyle dinin ahkâmına bağlı olmasıyla mümkündür.

Hayatın görünen yüzüyle [zâhirle] fıkıh ilmi, iç alemimizle de [bâtınla] tasavvuf ilmi ilgilenmektedir. Bütün İslâmî ilimlerde olduğu gibi fıkıh ve tasavvufun da kaynağı Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’dir. Tasavvuf, nazargâh-ı ilâhi olan kalbi Allah’tan gayrı her şeyden [mâsivadan] ve ahirete hiçbir faydası olmayan söz, hayal ve düşüncelerden [havâtırdan] korumanın, nefsi kötülüklerden arındırmanın yollarını gösteren, Kur’an ve Sünnet ışığında eğitim yapan manevi bir ilim ve terbiye okuludur.

Tasavvufî yaşantısı olmayan, kalbini kontrol edemeyen, kalbî amellere önem vermeyenlerin İslâm’ın güzelliğini hissederek yaşaması, Allah’a yakın [mukarreb] kullardan olması imkansız derecesinde zordur.

İnsanoğlunun halifetullah sıfatıyla mukaddes emaneti taşıma çerçevesinde aslî ve değişmez gayesi, Hak bilgisini [marifetullahı] elde etmek, ibadet ve itaatle kul olmaktır. Kâinat bu ulvî gayenin gereği olarak insanın hizmetine verilmiştir. İnsanın hakiki haysiyet ve şerefinin muhafazası da bu gayede ısrar etmesine bağlıdır.

İnsan, akıl, ilim ve hikmetin aydınlığında kaldığı müddetçe bu gayeyi anlamakta güçlük çekmez. Kaldı ki Rabbimiz, Rahim sıfatının bir tecellisi olarak insan aklına yol göstermek ve insanın Bezm-i Elest’te Rabbine verdiği sözü hatırlatmak için peygamberler göndermiştir. Mucizelerle desteklenmiş olan peygamberler, beşeriyeti ilim, hikmet ve marifet nuruyla doldurmuş, sırat-ı müstakimde, dünyevî ve uhrevî saadet yolunda dosdoğru rehberler olmuşlardır.

Öyle ki, ibretle tefekkür eden insan, naklî [nakledilmiş, rivayet edilmiş] delil ve bilgilerin bir güneş, aklın ise bu güneş sayesinde görebilen bir göz hükmünde olduğunu anlar. Hayır ve şerrin karışık olduğu ve şerrin içinde hayrı bulup çıkarmak gibi hassas bir vazife ile mükellef olduğumuz bu imtihan dünyasında, rehbersiz akılla sapkınlığa düşmemek için, nakil güneşiyle aydınlanan “Tevhid” gerçeğini görmeye azami gayreti göstermeliyiz. Dışa dönük beş duyumuz ve içe dönük hafıza, idrak, hatırlama, hayal ve vehim gibi beş batinî hassamızla naklin emrinde olmalıyız. Ki böylece gaye yolunda emniyetli ve sağlam adımlarla yürüyebilelim.

Nakillerden, rivayet edilmiş bilgilerden açıkça anlaşılacağı gibi insanın değişmez üç aslî vazifesi vardır. Bunlar:

• İnsanın kendini bilmesi
• İnsanın Rabbini bilmesi
• Rabbi ile kendisi arasındaki münasebet ve muameleleri bilmesi ve hayatını buna göre tanzim edip düzenlemesi.

İnsanın kendini bilmesi, gayesini yani Rabbini bilmesi yolunda bir anahtar ve ilk adım hükmündedir. Çünkü Rabbü’l-Alemin’in bütün kudret ve sanatının incelikleri insanda mevcuttur. Bu sanatın inceliklerini tanıyan, sanatkârın vasıflarındaki mükemmelliği, mahareti ve harikulâdeliği anlar ve hayranlığını gizleyemez. İnsan, cismanî ve ruhanî yapısı ve donanımıyla Yüce Rabbimiz’in kudretine, birliğine, vasıflarına ve sonsuz maharetine en büyük delil ve alamettir.

Hem insanoğlu kendini bilmekle nefsini ve sıfatlarını tanıyacak, felakete sürükleyen veya saadete götüren halleri anlayacaktır. Böylece felaket sebeplerini terk edip, saadet sebeplerine yapışacak... Bu imtihan aleminde gaye olan Hakk’ı tanıma ve O’na yakınlık [kurbiyet] kazanma yolunda kalbî yolculuğun inceliklerine vakıf olacak ve büyük cihadın, yani nefsle mücahedenin ne kadar ciddi bir hadise olduğuna muttali olacaktır.

Kendini bilip de bu yolla Rabbini bilen insan, Rabbi ile kendisi arasındaki münasebetlerin ve muamelelerin keyfiyetini de naklî delilleri esas almak suretiyle öğrenir. Bildiği ile amel eder ve gayesi istikametinde ebedi saadete doğru yol alır.

Kul, Rabbini kendi kusurlu anlayışı ile değil, Rabbimizin haber verdiği biçimde eksiksiz olarak, şanına layık sıfatlarıyla tanımalı ve Rabbini tanıma yolundaki engelleri bir bir tespit ederek bunları bertaraf etme yolunu öğrenip tatbik etmelidir.

İşte bu iki asılda toplanan bir tek gayeyi gerçekleştirmek için, nübüvvet güneşinden ışık alan velayet yıldızı hükmünde olan ariflerin, evliyaullahın, Habib-i Kibriya s.a.v.’in hakiki vârislerinin gittiği bir yol, takip ettiği bir usul vardır. Bu yol, Hakk’a ulaşmak isteyenlerin, dinini takva ve azimet yoluyla yaşayanların yoludur. Bu tasavvuf yolu sözden ziyade hale önem veren, kalıptan ziyade kalbe önem veren bir yoldur.

Cenab-ı Hak “O gün ne mal ne evlat fayda verir. Ancak tertemiz [selim] bir kalple Allah’a gelenler [kurtulur].” [Şuara, 88-89] buyurarak, bütün kötülüklerden arındırılmış, tevhid nuru ile aydınlanmış bir kalbe sahip olunması gerektiğine, ebedi saadetin ancak bununla mümkün olabileceğine işaret etmektedir.

Fahr-i Cihan s.a.v. Efendimiz de bu hususta şöyle buyurmuştur: “Dikkat edin, vücutta bir et parçası vardır. O salâh bulursa bütün vücut salâh bulur. O fesada uğrarsa bütün vücut fesada uğrar. Dikkat edin o [et parçası] kalptir.” [Buharî]

Ruh beden için ne mana ifade ediyorsa, zahiri ibadetlerimiz için de kalbî amellerimiz aynı şeyi ifade etmektedir.

Kişiden güzel haller, güzel ahlâk ve güzel ameller sadır olabilmesi için nefsin de mutmainne derecesine ulaşması gerekir. Rabbimiz itminan olmuş nefise hitap etmekte ve ondan razı olduğunu bildirmektedir. Rabbimiz’in hoşnut olduğu kullar nefsi mutmainne derecesine ulaşmış kişilerdir.

“Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere daldıran ziyan etmiştir.” [Şems, 9-10] ayet-i celileleri, nefis terbiyesinin ne mühim bir iş olduğuna işaret etmektedir.

Kalbi tasfiye ve nefsi tezkiye etmek hususunda kişi öncelikle bütün hallerinde Allah rızasını gözetmeli, Sünnet-i Seniyye üzere yaşamalıdır. İbadetlerini Rabbini görüyorcasına huşû ile vaktinde yapmalıdır. Haram ve şüphelilerden şiddetle kaçınmalıdır. Çok zikredip çok tefekkür etmelidir.

Mahlukata şefkat ve merhametle muamele etmeli, hizmeti şiar edinmelidir. Gecenin kalbi olan seher vakitlerini gafletle geçirmemelidir. Salih ve sıddîkların sohbetlerine iştiyakla devam etmelidir. Şah-ı Nakşibend Hazretleri k.s.: “Bizim yolumuz sohbet yoludur.” buyurmuştur. Kişi salihlerle beraberliği sayesinde dinin esaslarını, tasavvufu, adap ve erkânı, güzel ahlâkı öğrenip, yaşantısına yansıtma imkanı bulur.

Salihlerin hal yansımaları ile bilgilerin yaşanılması kolaylaşır ve hatta bir sevda halini alır. Kişinin nefsi ile cihadında en kestirme yol, dinin emirlerini samimiyetle yerine getirip, nehyettiklerinden şiddetle sakınmaktır. İstikamet üzere olmaktır. Bunu başaran kişi marifet ehli olur. Hakikate, kulluk makamına erişir.

Tasavvuf zannedildiği gibi bazı harikulâde haller yaşamak, kerametler göstermek değildir. Kur’an’a ve Sünnet ölçülerine uymak şartıyla harikulâde haller ve kerametler Allah’ın bir lütfudur. Ancak tasavvuf ehli bununla meşgul olmaz. Bilir ki bunlarla meşgul olmak gayeye ulaşmaya engel olur.

Kulun gayesi Allah Tealâ’dır. Tasavvuf ehli Kur’an ve Sünnet’e aykırı şeylerden şiddetle uzak durur. Bu yolun büyüklerinden Mevlâna Halid k.s. şöyle buyurur: “Bizim yolumuzun yolcusu, zahiren halk ile olup bâtınen Hak ile bulunandır.”

Rabbimizin tevfik ve inayeti ile...


SEMERKAND
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com
Kasva
Moderatör
Moderatör
Kasva
Teşekkürleri : 0
Kayıt tarihi : 12/01/09
Nerden : ERZURUM
Mesaj Sayısı : 3486
Tecrübe Puanı : 16895

TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR Vide
MesajKonu: Geri: TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR EmptyÇarş. Şub. 11, 2009 8:48 am

Allah razı olsun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ismi_subhan
Süper Moderatör
Süper Moderatör
ismi_subhan
Teşekkürleri : 18
Kayıt tarihi : 17/09/08
Nerden : Yozgat
Mesaj Sayısı : 4748
Tecrübe Puanı : 20082

TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR Vide
MesajKonu: Geri: TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR EmptyÇarş. Şub. 11, 2009 5:15 pm

Allah razı olsun kurban..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com/forum.htm
GÜL
Moderatör
Moderatör
GÜL
Teşekkürleri : 0
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 18/01/09
Nerden : burdan
Mesaj Sayısı : 1932
Tecrübe Puanı : 16541

TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR Vide
MesajKonu: Geri: TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR EmptyÇarş. Şub. 11, 2009 6:51 pm

Allah razı olsun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
osmanserhat
Yönetici
Yönetici
osmanserhat
Teşekkürleri : 25
Yaş : 38
Kayıt tarihi : 24/08/08
Nerden : Gül Diyarından
Mesaj Sayısı : 9415
Tecrübe Puanı : 28642

TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR Vide
MesajKonu: Geri: TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR EmptyÇarş. Mart 04, 2009 6:26 am

Amin ecmain ..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com

TASAVVUF, KUR'AN VE SÜNNET YOLUDUR

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Menzil Forum :: Semerkand & Radyo & TV :: Semerkand Dergisi-
SİSTEM BİLGİLERİÖNEMLİ BİLGİLENDİRME
Powered by phpBB2 (subsilver)
Copyright ©2008 - 2011,
Content Relevant URLs by www.akmenzil.net
Kuruluş Tarihi : Paz 24 Ağus. 2008 - 18:30
akmenzil.net sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini onay almaksızın anında siteye yazabilmektedir.Bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcıya aittir.Sitemizde yasalara aykırı herhangi bir materyal bulursanızakmenzil@hotmail.com e-mail adresimize bildirirseniz,şikayetiniz incelendikten sonra en kısa sürede gereken yapılacaktır.
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar