Menzil Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaKonya'ı İşgale Gelen Moğallar Untitl13Konya'ı İşgale Gelen Moğallar Untitl14Latest imagesKonya'ı İşgale Gelen Moğallar Untitl15AramaGiriş yapKayıt Ol
Kütüphane bölümümüz güncellenmektedir.  "Kadın ve Erkek Eşitliği" konusu tamamlanmıştır.
Bağlantı sorunları nedeniyle Portal sayfası geçici olarak kaldırıldı....
"Program Arşivi" forumuna "Antivirüs Güvenlik" ve "Araçlar" kategorisi açılmıştır.
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Hakkını vermediğimiz iş yüzümüzü ağartmaz
Evlilikler de Bunalıma Girer
Ahirete İnancımız Ölçüsünde Huzurumuz Olur
Ebedi Hayata Doğmak
ABDEST
TALAK (BOŞANMA)
Gül Sultanım (Yeni Video Klip)
Beş Esas
Meleklere İman
Can Feda Edilecek Dost
Paz Şub. 23, 2014 7:32 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:27 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:18 pm
Paz Şub. 23, 2014 3:07 pm
Ptsi Şub. 17, 2014 3:17 am
Ptsi Şub. 17, 2014 3:09 am
Ptsi Ocak 20, 2014 3:15 am
Cuma Ekim 11, 2013 4:33 am
Çarş. Ekim 09, 2013 2:50 am
Paz Ekim 06, 2013 3:15 pm











Paylaş|

Konya'ı İşgale Gelen Moğallar

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
osmanserhat
Yönetici
Yönetici
osmanserhat
Teşekkürleri : 25
Yaş : 38
Kayıt tarihi : 24/08/08
Nerden : Gül Diyarından
Mesaj Sayısı : 9415
Tecrübe Puanı : 28609

Konya'ı İşgale Gelen Moğallar Vide
MesajKonu: Konya'ı İşgale Gelen Moğallar Konya'ı İşgale Gelen Moğallar EmptyPaz Şub. 03, 2013 5:03 am

Konya'ı İşgale Gelen Moğallar Mogal

Konya'ı İşgale Gelen Moğallar

Moğolların, Asya topraklarının
uzak bozkırlarından
ezici bir güç olarak
ortaya çıkması, bütün
dünyayı olduğu gibi İslâm
âlemini de derinden etkilemiştir.
Batı yönünde yürüttükleri, durdurulamayan
istila hareketi İslâm dünyasının
en önemli ilim ve ticaret merkezlerinin
yağmalanmasına, yerle bir edilmesine
ve yüz binlerce müslümanın katledilmesine
sebep olmuştur.

Moğolların batıya doğru gerçekleştirdikleri
hamle, istila ettikleri her bir ülkeden
topladıkları ganimet ve askerlerle
daha da güçlenmiş; onların bu gücüne
karşı başta yöneticiler olmak üzere bütün
bir İslâm ümmeti endişeye kapılmıştı.
Zira Moğolların işgal ettiği şehirlerden
dehşetli zulüm sahneleri rivayet
ediliyor; kadın, çocuk, ihtiyar demeden
insanların nasıl hunharca katledildikleri
anlatılıyordu. Şehirlerde taş üstünde
taş bırakmamacasına gerçekleştirilen
yağmaların yanı sıra, çok kıymetli eserlerin
bulunduğu kütüphane ve medreseler
de talan ediliyordu.

Moğolların talan ve zulüm harekâtı her
geçen gün Anadolu topraklarına yaklaşıyor,
Anadolu halkının endişesi artıyordu.
İslâm dünyasının en güzide şehirlerinden
gelen tüyler ürpertici haberler
halkı ümitsizliğe ve telaşa sevk ediyor;
akılların ve gönüllerin karıştığı böylesi
bir dönemde Anadolu’da yaşayan Allah
dostları halkı teselli ederek tevekküle
çağırıyor, İslâm ümmetine yol gösteriyordu.
Bu dönemde Anadolu Selçuklu
Devleti’nin hükümdarı Alâeddîn Keykubat
vefat etmiş, yerine II. Gıyâseddîn
Keyhüsrev geçmişti. Yükselme döneminde
olan ve Yakındoğu’nun en
parlak devleti olarak görülen Anadolu
Selçukluları, yeni hükümdarın tahta
oturmasıyla içerde saltanat kavgaları ve
iç karışıklarla uğraşırken dışarıda Moğol
tehlikesiyle karşı karşıya idi. Kendine
çok fazla güvenen Gıyâseddîn Keyhüsrev
1243 yılında Kösedağ Savaşı’nda
Moğollara yenildi. Böylece Moğolların
talan hareketi Anadolu topraklarında
da kendini göstermeye başladı.

Zulmün, feryatların, sıkıntıların, bunalımların,
huzursuzlukların ve acıların
kol gezdiği kargaşa günlerinde müslümanları
iyimserliğe ve tevekküle davet
eden, gönüllere hitap ederek manevi
birliği sağlayan, bir yandan sabrı telkin
edip bir yandan da insanların yaralarını
sarmaya gayret eden dönemin Allah
dostlarının başında Mevlânâ Celâleddîn
Rûmî (k.s) gelmektedir. Mevlânâ (k.s)
çöküntü devri olarak adlandırılabilecek
Moğol istilası döneminde ne halktan,
ne yöneticilerden uzak kalmamış; İslâm
ümmetinin dağılmaması ve bu buhranlı
dönemin yerini sükûnete bırakması
için hizmet ve himmetlerini eksik etmemiştir.

Moğollar Kösedağ Savaşı’nda mağlup
olan Selçuklu Devleti’nin sınırları
içinde yer alan şehirleri yağmalamaya
başlamışlardı. Moğolların Asya’dan beri
sürdürdükleri zulüm ve talan politikası
Anadolu topraklarında kendini gösteriyor;
kaçıp kurtulabilenler henüz istilanın
ulaşmadığı şehirlere gidip olan
biteni anlatıyor, halkın korku ve endişesini
körüklüyordu.

Moğol Ordusu Konya
Kapısına Dayanırsa
Pek kısa bir zaman sonra, dışarıdan
gelen yolcuların ağzıyla Moğolların
lideri Baycu Noyan’ın ordusuyla beraber
Selçuklu Devleti’nin başkenti
olan Konya’ya doğru yola çıktığı söylentisi
yayılır. Haber halk tarafından
Mevlânâ’ya (k.s) arz edilir. Büyük veli
şehrin dışına çıkar ve geceyi bir tepenin
üzerinde geçirir. Sabahın ilk ışıklarıyla
Konya’ya geri döner ve halka hitaben;
“Korkmayın, tevekkül edin! Onlar bu
şehre giremeyecekler inşallah” der ve
dergâhına çekilir. Sonraki birkaç günde
halkla beraber yöneticiler de telaşa kapılırlar.
Moğollar tarafından zaten işgal




edilmiş ve fiilen sona ermiş olan Selçuklu
Devleti’nin yöneticileri, Konya’nın
yağmalanmaması ve müslüman kanı
dökülmemesi için Mevlânâ’dan (k.s)
kendilerine bir yol göstermesini rica
ederler. O da, “Onlara karşı duracak gücünüz
yoktur. Yarın sabah vakti, sarayın
kapılarını kapatın. Halk da evlerine çekilsin
ve kapılarını sürgülesin, kendini
emniyete alsın. Allah dilemezse onlar
bu şehre girmeye güç yetiremezler” buyurur.

Hazret-i Pîr’in (k.s) mübarek dudaklarından
dökülenler kulaktan kulağa yayılır
ve Konya’da Mevlânâ’nın (k.s) buyruğunu
duymayan baş kalmaz. Hem müslüman,
hem gayrimüslim, bütün Konya
halkı bu öğüdü tutar. Ve sabah namazından
sonra büyük veli, oğlu Sultan
Veled’e (k.s) dergâhtaki seccadeyi ve
postu alarak kendisini takip etmesini
söyler. Sabahın ilk ışıklarının ardından
Konya şehrinin Küpeli Kapısı’na gelirler.
Yüksekçe bir tümseği işaret eden
Pîr (k.s), oğlundan seccadeyi ve postu
sermesini ister. Sonra Sultan Veled’i
dergâha gönderir.

Hazret (k.s) tekbir alarak kuşluk namazına
durur. Güneş henüz öğle kerahetine
girmeden Moğol ordusu Konya
düzlüğünde görülür. Baycu Noyan komutasındaki
ordu dörtnala şehre yaklaşmaktadır.
Şehirde hiçbir hareket göremeyen
Moğol komutanı şaşırır ve ilk
saldırı için okçulara emir verir. Okçular
yayları gerer ve bırakırlar. Ancak oklar
şehrin üzerinde görünmez bir örtü varmış
gibi bir türlü hedefe varmaz; belirli
bir yere varınca farklı bir yöne sapar.
Durum Moğol komutanına arz edilir.
Baycu Noyan atlı birliklerini öne sürer
ve şehrin kapısını işaret ederek haykırır:
“İleri!” Ne var ki atlar bir mesafeyi
koştuktan sonra aniden durmuş, süvarileri
ne yaparlarsa yapsınlar tek adım
ileri gitmemişlerdir. Hadiseye şahit olan
Moğol komutanı birkaç nafile gayretin
ardından şehrin kapısındaki heybetli
zâtı görür. Mevlânâ (k.s) o anda Baycu
Noyan’ın gözüne öyle büyük, öyle
heybetli ve azametli görünür ki, Moğol
komutanı afallar, ürker. Konya şehrinin
bu şekilde elde edilemeyeceğini
anlayan Baycu, yanına küçük bir grup
asker alarak Hazret-i Pîr’e (k.s) yaklaşır.
Büyük veli Moğol komutanlarından
oluşan bu küçük topluluğu dergâhına
götürür ve onları misafir ederek sohbetini
esirgemez. Uğradığı bütün şehirleri
yerle bir eden bir gücün komutanı olan
Baycu Noyan, kendisini ne kadar etkilediğini
Mevlânâ’dan (k.s) gizlemez ve
dergâhtan ayrılırken hayranlığını, “Eğer
her şehirde böyle bir adam bulunsaydı,
oraların halkı bize mağlup olmazdı” diyerek
dile getirir.

Selçuklu yöneticileriyle de görüşen
Baycu Noyan büyük velinin onlar üzerindeki
nüfuzunu da görür. Böylece Moğollar
bir miktar vergi karşılığı Konya’yı
talan etmekten vazgeçer. Ancak ordusuyla
yola çıkarken Konya’yı mutlaka
yıkacağına dair yemin ettiğini söyleyen
Moğol komutanına, Mevlânâ (k.s) tarafından
şehrin dışındaki harabe surlar
gösterilir ve Baycu Noyan birkaç harabe
suru yeminini yerine getirmek üzere
yıktıktan sonra ordusuyla geri döner.

Mevlânâ Celâleddîn Rûmî (k.s), Moğollar
Anadolu’da ilk istila hareketlerini
başlattıkları zaman bir gazelinde, “Biz
Moğollardan yüz bin iman bayrakları
yükselteceğiz” buyururken, yaşanan
zulüm günlerine rağmen, bir vakit sonra
zulmün yerini sükûnete bırakacağını,
Moğolların müslüman olacağını ve
Anadolu halkıyla kaynaşacağını işaret
ediyordu. Hazret-i Pîr’in (k.s) bu müjdesi
çok geçmeden gerçekleşmiş ve
müslüman olan Moğol hükümdarı Gazan
Han bu gazeli hükümdar kaftanına
yazdırmıştır. Müslüman olup Anadolu
halkına karışan Moğollar, ilim merkezlerini
yakıp yıkarak geldikleri Anadolu
topraklarına Yakutiye Medresesi’ni inşa
etmişlerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com

Konya'ı İşgale Gelen Moğallar

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Menzil Forum :: Semerkand & Radyo & TV :: Mostar-
SİSTEM BİLGİLERİÖNEMLİ BİLGİLENDİRME
Powered by phpBB2 (subsilver)
Copyright ©2008 - 2011,
Content Relevant URLs by www.akmenzil.net
Kuruluş Tarihi : Paz 24 Ağus. 2008 - 18:30
akmenzil.net sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini onay almaksızın anında siteye yazabilmektedir.Bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcıya aittir.Sitemizde yasalara aykırı herhangi bir materyal bulursanızakmenzil@hotmail.com e-mail adresimize bildirirseniz,şikayetiniz incelendikten sonra en kısa sürede gereken yapılacaktır.
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar