Menzil Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaCenab-ı Hakk’ın zatından başka her şey tefekkür edilebilir.. Untitl13Cenab-ı Hakk’ın zatından başka her şey tefekkür edilebilir.. Untitl14Latest imagesCenab-ı Hakk’ın zatından başka her şey tefekkür edilebilir.. Untitl15AramaGiriş yapKayıt Ol
Kütüphane bölümümüz güncellenmektedir.  "Kadın ve Erkek Eşitliği" konusu tamamlanmıştır.
Bağlantı sorunları nedeniyle Portal sayfası geçici olarak kaldırıldı....
"Program Arşivi" forumuna "Antivirüs Güvenlik" ve "Araçlar" kategorisi açılmıştır.
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Hakkını vermediğimiz iş yüzümüzü ağartmaz
Evlilikler de Bunalıma Girer
Ahirete İnancımız Ölçüsünde Huzurumuz Olur
Ebedi Hayata Doğmak
ABDEST
TALAK (BOŞANMA)
Gül Sultanım (Yeni Video Klip)
Beş Esas
Meleklere İman
Can Feda Edilecek Dost
Paz Şub. 23, 2014 7:32 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:27 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:18 pm
Paz Şub. 23, 2014 3:07 pm
Ptsi Şub. 17, 2014 3:17 am
Ptsi Şub. 17, 2014 3:09 am
Ptsi Ocak 20, 2014 3:15 am
Cuma Ekim 11, 2013 4:33 am
Çarş. Ekim 09, 2013 2:50 am
Paz Ekim 06, 2013 3:15 pm











Paylaş|

Cenab-ı Hakk’ın zatından başka her şey tefekkür edilebilir..

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
HAKTAN
Moderatör
Moderatör
HAKTAN
Teşekkürleri : 39
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 16/09/09
Nerden : isvec
Mesaj Sayısı : 2453
Tecrübe Puanı : 20471

Cenab-ı Hakk’ın zatından başka her şey tefekkür edilebilir.. Vide
MesajKonu: Cenab-ı Hakk’ın zatından başka her şey tefekkür edilebilir.. Cenab-ı Hakk’ın zatından başka her şey tefekkür edilebilir.. EmptySalı Mart 01, 2011 4:51 pm

Cenab-ı Hakk’ın zatından başka her şey tefekkür edilebilir (İhya, Tefekkür Böl) (0)
İbnu Abbas r.a. şöyle der: ‘Rasülullah s.a.v., Allah Teala’nın zatı hakkında düşünen, tefekkür eden bazı insanları gördü. Onlara buyurdu ki:
— Allah Teala’nın zatı hakkında değil, O’nun yarattığı mahlukat üzerinde tefekkür edin; zira siz Cenab-ı Hakk’ın zatını gerektiği gibi düşünüp takdir edemezsiniz!”[16]
“Yine bir gün Rasülullah s.a.v. tefekküre dalmış bir topluluğa rastlar. Onlara der ki:
— Sizlere ne oldu, niçin konuşmuyorsunuz?
— Allah Teala’nın yarattığı şeyler hakkında tefekkür ediyoruz!
— Evet, işte böyle yapın! Allah’ın yarattığı mahlukat üzerinde tefekkür edin, fakat Allah’ın zatı hakkında tefekkür etmeyin! (3)
Allahu Teala izzeti ile zatının dışındaki varlıklardan farklıdır. Kahrı/her şeyi hükmü altında tutmasında da kimse O’na benzemez. Çünkü mevcut olmayan bir şey perdelenen şey gibidir. Halbuki Yüce Allah, toprağın altından göklerin ve yerlerin ötesinde bulunan bir zerreye kadar her şeyi görür. Bütün yerler ve gökler, O’nun o zerreyi görmesini perdelemez; o şeye yakın olmasına mani olmaz, o şeye kudretinin tecellisini engellemez; bu zerre O’nun her şeyi ihata etmesinin dışına çıkamaz.
Çünkü perdeleme yaratıklar içindir; bu durum, Yüce Yaratıcı için geçerli değildir. Eşyanın içi ve kapalı noktaları Yüce Yaratıcı için apaçıktır. O, ebediyete kadar her şeyinin sonunun ne olacağını ve nereye varacağını müşahede eder. Yine O, bu günü gördüğü gibi; yarını, geleceği, kıyamet gününü ve onda olacakları da görür. Halbuki bunlar henüz yaratılmış ve mevcut değildir. Çünkü Yüce Allah’ın bunları ezeli ilmi ile bilmesi, onları müşahede etmesi demektir. Çünkü O’nunla ilmi arasında perde yoktur. O ilim sıfatıyla kainatın başından sonuna kadar her şeyini müşahede etmekte/görmektedir. Müşahede de onun zatına ait bir sıfattır.
Allah’ın kelamı da bu şekilde haber vermektedir. Kur’an-ı Kerim Allah’ın her şeyin sonunu gördüğünü belirtmektedir.
Çünkü Yüce Allah konuştuğu her şeyi bildiği gibi; bildiği şeyleri de görür. O’nun kelamıyla ilmi çelişmez; ilmi ile müşahedesi birbirinden farklı değildir. Bütün bunlarla birlikte “evvel” olma ve her şey müşahede sıfatında O’ndan başka mevcut yoktur. Kıdem/ezeli sıfatında O’nun ortağı yoktur. O’ndan önce varlıkları müşahede eden hiç kimse yoktur.
Yüce Allah’ın kuvveti, kudretinin hakikatini gösterir. Kudreti bekasının devamıdır. Görmesi, ilminin genişliği kadardır. İlmi, nazarının ulaştığı her şeyi içine almaktadır.
Yüce Allah, bütün eşyayı farklı özellikleriyle birlikte, kendisine has bir sıfatı ile bilir. O bu sıfatı ile bildiği şeyleri, bütün sıfatlarıyla da idrak eder/bilir. Bundan ortaya şu gerçek ortaya çıkar: Yüce Allah, zatına mahsus sıfatlarıyla nazar eder, bilir, ve konuşur.
Yüce Allah’ın sıfatları, bir sıra ile oluşmuş değildir. Yani ilahi sıfatlarda öncelik ve sonralık yoktur. Allah zaman ile nitelendirilemez. Aynı şekilde, Yüce Allah’ın kuvveti ve hükümleri, bir zamana bağlı olarak ifade edilemez. Bundan şu sonuç çıkar: Yüce Allah gördüğü her şeyi bilmekte, bildiği her şeyi de görmektedir. Bundan dolayı, O’nun katında önceden olanlarla sonradan olanlar aynı zamanda olmuş tek bir şey gibidir.
Yüce Allah’ın bütün sıfatları O’na mahsus olarak tekdir, noksansızdır, tamdır. Onlar bir sınırla sınırlandırılmaz; bir vakte göre sıralamaya tabi tutulmaz/aralarında öncelik-sonralık sırası yoktur. Çünkü onlar sonradan yaratılmış değillerdir. Hepsi, O’nun zatı gibi ezelîdir, O’nun zatı ile birlikte mevcuttur.
Sıfatlardaki sıralama eşya ve mahlukat için geçerlidir. Çünkü varlıklar belli bir vakit ve sıralamaya bağlıdır. Allahu Teala’nın bütün sıfatlarında O’na denk ve benzer olan hiçbir varlık yoktur. (5)
Biz farkında olalım ya da olmayalım, zaman ve mekân kavramları hayatımızın tamamını kuşatır. Bizler bu dünyada insan olarak zaman ve mekândan bağımsız bir şekilde ne yaşayabiliriz ne de düşünebiliriz. Zira zaman ve mekân tarafından öylesine kuşatılmış bulunuyoruz ki, onların çevrelemediği bir alem, onların hükmünün geçerli olmadığı bir boyut düşünemiyoruz.
Zaman ve mekân algımız, “yaratılmış” olmanın gereğidir. Zira biz biliyoruz ki, yaratılmış olan her şeyin varlığı zaman ve mekânla kopmaz bir ilişki içindedir. Bütün yaratılmışlar bir zamanda ve bir mekânda var olmuşlardır mesela. Mekânsız bir mahluk düşünemeyeceğimiz gibi, zamanın kuşatmadığı bir mahluk da tasavvur edemeyiz. Bizim varlığımız, hareketlerimiz, doğumumuz, ölümümüz… hep bir zaman süreci içinde ve bir mekânda olmaktadır.
İşin ilginç yanı şu ki, zaman ve mekâna bağımlı olan sadece bizler değiliz. Onlar da birbirlerine bağımlıdır. Üzerinde zamanın hükmünün yürümediği bir mekân ve bir mekânda geçerli olmayan zaman yoktur.
Zaman ve mekân hakkında bütün bu söylediklerimiz doğru olsa da, müslümanlar olarak bu iki kavrama bakışımızı biraz daha ileriye götürmek için, onlara biraz daha yakından bakmak durumundayız.
Zaman ve mekâna bağımlı olmamak sadece Allah Tealâ’ya mahsustur. Zira zamanı da mekânı da var eden O’dur. Yani zaman da mekân da tıpkı bizler gibi birer yaratılmıştır; dolayısıyla onlar da diğer mahlukat gibi O’nun hükmünden ve emrinden bağımsız değildir.
“De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allah’ındır.” (En’am, 12) ayeti, bütün mekânların ve o mekânlarda bulunanların; “Gecede ve gündüzde barınan ne varsa O’nundur” (En’am, 13) ayeti de zamanın ve zaman tarafından kuşatılan bütün varlıkların Allah Tealâ’nın mülkü ve mahluku olduğunu ifade etmektedir. Dolayısıyla Allah Tealâ mekândan olduğu gibi, zamandan da münezzehtir.
İnsanın zaman ve mekândan bağımsız düşünemez. Bunun anlamı, bizim tefekkür ufkumuzun zaman ve mekân içinde var olan somut, mücessem ve müşahhas (elle tutulup gözle görülen, nesnel) varlıklarla sınırlı olmasıdır. Oysa Allah Tealâ’nın yüce zatı, “O’nun benzeri hiçbir şey yoktur.” (Şûrâ, 11) ayetinin de ifade ettiği gibi hiçbir şeye benzetilemez. Bu sebeple Efendimiz s.a.v. bizi, Allah Tealâ’nın zatı hakkında tefekkür etmekten sakındırmış ve düşüncemizi, O’nun bahşettiği nimetlere yoğunlaştırmamızı tavsiye buyurmuştur.[17] (6)


[16] el-Heysemi, Mecma’u’z-Zeva’id, 1/81; eI-Beyhaki, Şu’abu’l-İman, 1/136; es-Suyuti, el-Cami’u’s-Sağir, 3347, 3349.
[17] (Bu konudaki rivayetlerin topluca zikri ve değerlendirmesi için bkz. es-Sehâvî, el-Makâsıdu’l-Hasene, 159

(3) Kalplerin Keşfi – İmam-ı Gazali (k.s.a)
(5) Kalplerin Azığı – Ebu Talip El Mekki
(6) Zaman Ve Mekâna Müslümanca Bakış – Ebubekir SİFİL – Semerkand Dergisi – Kasım 2006
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Cenab-ı Hakk’ın zatından başka her şey tefekkür edilebilir..

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Menzil Forum :: İslami İlimler :: Tefekkür-
SİSTEM BİLGİLERİÖNEMLİ BİLGİLENDİRME
Powered by phpBB2 (subsilver)
Copyright ©2008 - 2011,
Content Relevant URLs by www.akmenzil.net
Kuruluş Tarihi : Paz 24 Ağus. 2008 - 18:30
akmenzil.net sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini onay almaksızın anında siteye yazabilmektedir.Bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcıya aittir.Sitemizde yasalara aykırı herhangi bir materyal bulursanızakmenzil@hotmail.com e-mail adresimize bildirirseniz,şikayetiniz incelendikten sonra en kısa sürede gereken yapılacaktır.
Bedava forum | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar