Menzil Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaSIIRDE ÖLCU  ! Untitl13SIIRDE ÖLCU  ! Untitl14Latest imagesSIIRDE ÖLCU  ! Untitl15AramaGiriş yapKayıt Ol
Kütüphane bölümümüz güncellenmektedir.  "Kadın ve Erkek Eşitliği" konusu tamamlanmıştır.
Bağlantı sorunları nedeniyle Portal sayfası geçici olarak kaldırıldı....
"Program Arşivi" forumuna "Antivirüs Güvenlik" ve "Araçlar" kategorisi açılmıştır.
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Hakkını vermediğimiz iş yüzümüzü ağartmaz
Evlilikler de Bunalıma Girer
Ahirete İnancımız Ölçüsünde Huzurumuz Olur
Ebedi Hayata Doğmak
ABDEST
TALAK (BOŞANMA)
Gül Sultanım (Yeni Video Klip)
Beş Esas
Meleklere İman
Can Feda Edilecek Dost
Paz Şub. 23, 2014 7:32 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:27 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:18 pm
Paz Şub. 23, 2014 3:07 pm
Ptsi Şub. 17, 2014 3:17 am
Ptsi Şub. 17, 2014 3:09 am
Ptsi Ocak 20, 2014 3:15 am
Cuma Ekim 11, 2013 4:33 am
Çarş. Ekim 09, 2013 2:50 am
Paz Ekim 06, 2013 3:15 pm











Paylaş|

SIIRDE ÖLCU !

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
HAKTAN
Moderatör
Moderatör
HAKTAN
Teşekkürleri : 39
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 16/09/09
Nerden : isvec
Mesaj Sayısı : 2453
Tecrübe Puanı : 20435

SIIRDE ÖLCU  ! Vide
MesajKonu: SIIRDE ÖLCU ! SIIRDE ÖLCU  ! EmptySalı Ekim 19, 2010 4:49 pm

1- HECE ÖLCUSU :

1. Şiirde mısralar arası hece sayısı eşitliğine dayanır.

2. Türkçe kelimelerde hemen hemen bütün heceler eş değerde söylenir. Hecelerde kalınlık, incelik, uzunluk, kısalık farkı gözetilmez. Bu bakımdan hece ölçüsü Türk dilinin yapısına da en uygun ölçüdür.

3. Milli ölçümüzdür.

4. Hece ölçüsüne parmak hesabı da denilir.

5. Hece ölçüsü, Türk edebiyatının başlangıcından bu yana kullanılmıştır. İslamiyetten sonra Divan edebiyatında aruz ölçüsü kullanılırken, Halk edebiyatında hece ölçüsü kullanılmaya devam etmiştir. .

6. Hece ölçüsünün "hece sayısı" ve "duraklar" olmak üzere iki temel özelliği vardır.
a. Hece Sayısı

Hece ölçüsüyle yazılmış bir şiirin bütün mısralarında eşit sayıda bulunur. Hece sayısı aynı zamanda o şiirin kalıbı demektir.

Bu va tan top ra ğın ka ra bağ rın da ->11 hece
Sı ra dağ lar gi bi du ran la rın dır ->11 hece
Bir ta rih bo yun ca o nun uğ run da ->11 hece
Ken di ni ta ri he ve ren le rin dir ->11 hece

Bu dörtlükteki bütün dizeler 11 heceden oluşmaktadır. Dolayısıyla bu şiir Hece ölçüsünün 11'li kalıbıyla yazılmıştır.

Bu da ğı a şam de dim
A şam do la şam de dim
Bir ha yır sız yâr i çin
Her ke se pa şam de dim

Bu dörtlük 7'li hece kalıbıyla yazılmıştır.

Baş ka sa nat bil me yiz, kar şı mız da du rur ken
Söy len me miş bir ma sal gi bi A na do lu'muz

Bu şiir Hece Ölçüsünün 14'lü kalıbıyla yazılmıştır.
b. Durak

Hece ölçüsüyle yazılan şiirlerde, ahengi artırmak amacıyla mısralar belli yerlerinden ayrılır. Bu ayrım yerlerine durak (durgunlanma) denir.

1. Durak, ahenk sağlayan bir çeşit ses kesimidir.

2. Sözün gidişi zorlanmadan şiir okuyucusuna bir nefes payı bırakılmıştır.

3. Duraklarda kelimelerden ortalarından bölünemez. İyi bir durakta kelime mutlaka bitmiştir.

Not: Bir şiirde, bütün dizelerin durakları aynı olabileceği gibi, belli dizelerde farklı duraklar da kullanılabilir. Bir şiirin her dizesinde farklı duraklar kullanılmışsa, o şiir duraksız kabul edilir.

4. Hece ölçüsünde ikili, üçlü, dörtlü, beşli, altılı duraklar kullanılmıştır.

Kalıplar:
1. Hece ölçüsüyle yazılmış bir şiirde, bir mısradaki hece sayısı o şiirin kalıbıdır.

2. Hece ölçüsünde "ikili" den "yirmili" ye kadar kalıp vardır.

3. Türk şiirinde en çok kullanılan kalıplar yedili, sekizli, onbirli, ondörtlü kalıplardır.

Yedili kalıp:

Giderim-/yolum yaya 3+4=7'li hece ölçüsü
Cemâlin-/benzer aya
Eridim-/hayal oldum
Günleri-/saya saya

Sekizli kalıp:

Gel dilberim-/kan eyleme 4+4=8'li hece ölçüsü
Seni kandan-/ sakınırım
Doğan aydan / esen yelden
Seni gülden / sakınırım (Âşık Ömer)

Hece ölçüsünün on birli kalıbı:

İptida Bağdad'a / sefer olanda 6+5=11'li hece ölçüsü
Atladı hendeği / geçti Genç Osman
Vuruldu sancaktar / kaptı sancağı
İletti, bedene / dikti Genç Osman ( Kayıkçı Kul Mustafa )

Hece ölçüsünün on dörtlü kalıbı:

Başka sanat bilmeyiz / karşımızda dururken 7+7=14'lü hece ölçüsü.
Söylenmemiş bir masal / gibi Anadolu'muz
Arkadaş, biz bu yolda/ türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun / ayrılıyor yolumuz ( Faruk Nafiz Çamlıbel)

Duraksız şiir: (Hece ölçüsünün on birli kalıbı):

Bir düşünsen, yarıyı geçti ömrüm 11
Gençlik böyledir işte, gelir gider; 11
Ve kırılır sonra kolun kanadın; 11
Koşarsın pencereden pencereye 11 (Cahit Sıtkı Tarancı)

Yukarıdaki dörtlüğü oluşturan bütün dizelerdeki hece sayısı 11'dir. Fakat bütün dizelerde duraklar aynı yerde değildir. Kelimeler ortadan bölünemeyeceğine göre bu dörtlüğü duraksız kâbul etmek zorundayız. Bu durumda yukarıdaki şiir hece ölçüsünün 11'li kalıbıyla ve duraksız olarak yazılmıştır diyebiliriz.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
HAKTAN
Moderatör
Moderatör
HAKTAN
Teşekkürleri : 39
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 16/09/09
Nerden : isvec
Mesaj Sayısı : 2453
Tecrübe Puanı : 20435

SIIRDE ÖLCU  ! Vide
MesajKonu: Geri: SIIRDE ÖLCU ! SIIRDE ÖLCU  ! EmptySalı Ekim 19, 2010 4:50 pm

2- ARUZ ÖLCUSU:

Aruz, Arapça bir kelimedir ve "Çadırın ortasına dikilen direk" anlamına gelir. Bir edebiyat terimi olarak "hecelerin uzunluk ve kısalıkları temeline dayanan nazım ölçüsü" demektir.

1. Aruz ölçüsü ilk olarak Arap edebiyatında kullanılmıştır. Daha sonra İran Edebiyatı'na geçen bu ölçü, 11. yüzyıldan itibaren Türk şairlerince de uygulanmaya başlanmıştır.

2. Rahat kullanılabilmesi için bol miktarda uzun heceye ihtiyacı olan bu ölçü, aslında Türkçe'nin kelime yapısına uygun değildir. Bu yüzden Aruzu ilk defa kullanan Karahanlılar Türkçe'nin kelimelerini bozarak kısa heceleri uzun okuma yoluna gitmişlerdir. Zamanla bu da yeterli olmamış; şairler, Arapça ve Farsça kelimeleri sık sık kullanmaya başlamışlardır. Bu durum, Türk dilinin kelime hazinesinin giderek yabancı kelimelerle dolmasına yol açmış, böylece şairlerin güzel kullanışlarından mahrum kalan Türkçe, anlam ve kavram bakımından yoksullaşma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Diğer yandan Türkçe, aldığı bu yabancı kelime ve kavramları Türkçeleştirdiği zaman güçlü bir dil olmuştur. Aruzla birlikte, halk arasında yaşamaya devam eden milli şiir ölçümüz hece, bu yoksullaşmayı bir ölçüde durdurmuş ve Türkçe kendi geleneği içinde varlığını sürdürmüştür.

3.1908'den sonra şairler arasında başlayan aruz hece tartışması, hecenin zaferi ile sonuçlanmış; ancak Divan Edebiyatı nazım ölçüsü olan aruzun da artık bir Türk şiir ölçüsü olduğu kabul edilmiştir.

4. Aruz ölçüsü daha çok Divan Edebiyatında kullanılır.

5. Aruzla yazılan ilk Türk eseri Yusuf Has Hacib'in yazdığı Kutadgu Bilig'dir.

6. Aruz XI. asırdan beri heceyle beraber kullandığımız ölçüdür. Bu ölçü zamanla Türkçe'ye en iyi şekilde uygulanmış. Mehmet Âkif Ersoy, Yahya Kemâl Beyatlı, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi şairlerimizin elinde ustalıkla kullanılmıştır.

Not: Aruz ölçüsünün temeli, hecelerin uzun ve kısa olmaları özelliğine dayanır. Ölçünün doğru bulunması için önce mısradaki hecelerin değerinin tespit edilmesi gerekir. Aruz vezninde heceler iki şekilde değerlendirilir.

Açık / kısa heceler ( . ) ( v ) | Kapalı / uzun heceler ( - )
1.Açık / kısa heceler :

1. Ünlülerle biten hecelerdir.
2. Bu heceler aruz incelemesinde ( . ) ve ( v ) işaretleriyle gösterilir.
3. Açık - kısa hecelerin ses değerleri "yarım" kabul edilir.
2. Kapalı / uzun heceler: Tam ses değeri taşıyan hecelerdir.

1. Ünsüzlerle ve dilimize Arapça ve Farsça'dan geçmiş uzun ünlüler (â, î, û )'le biten hecelerdir.
2. Bu heceler aruz incelemesinde (-) işaretiyle gösterilir.
3. Kapalı- uzun hecelerin ses değeri "tam"dır.

Not 1: Arapça ve gelme Farsça'dan gelme uzun ünlülerle kurulan ( âb, ûl.) gibi iki sesli hecelerle; ( rûy, rûy, cûy.) gibi üç sesliler yerine göre, aruzda bir buçuk hece değerinde tutulur ve (- . ) işaretiyle gösterilir. Yine bu dillerden gelen iki ünsüz bitişik düzende olan (aşk, ahd.) gibi heceler de, yerine göre bir buçuk hece değerinde kabul edilir.

Not 2: dize sonundaki bütün heceler uzun - kapalı ( - ) hece kabul edilir. Yani dize sonundaki ses ister uzun ister kısa olsun, mutlaka uzundur.

1- Aruz ölçüsünde heceler açık (kısa), kapalı (uzun) ve medli (uzatılmış) hece olmak üzere üçe ayrılır.

2- Başlıca tef'ileler şunlardır:

Fa' (-)
Fe ul (. -)
Fa' lün (- -)
Fe i lün (. . -)
Fâ i lün (- . -)
Fe û lün (. - -)
Mef û lü (- - .)
Fe i lâ tün (. . - -)
Fâ i lâ tün (- . - -)
Fâ i lâ tü (- . - .)
Me fâ i lün (. - . -)
Me fâ î lün (. - - -)
Me fâ î lü (. - - .)
Müf te i lün (- . . -)
Müs tef i lün (- - . -)
Mü te fâ i lün (. . - . -).

Burada tef'ilelerle parantez içindeki hecelerinin değerlerinin aynı olduğuna dikkat ediniz.

Bu temel parçaların birleşmesinden 8 ana kalıp ortaya çıkmıştır:
1.fa'ûlün (fe'ûlün) (._ _)
2.fâ'ilün, fâ'ilât (_._)
3.mefâ'ilün (._._)
4.fâ'ilâtün (_._ _)
5.müstef'ilün (_ _._)
6.mef'ûlâtü (_ _ _ .)
7.müfâ'aletün (._.._)
8.mütefâ'ilün (.._._)

Her beyitte en az dördü bulunan bu parçalara tef'il, tef'ile ya da cüz adı verilir.

3- Aruz vezninde tef'ileler heceleri bölebilir. Hece ölçüsündeki gibi okuyuşta tef'ilelerde durgu yapılmaz.

4- Aruz vezninde hecelerin kısalığı ve uzunluğu esas olduğu için bazı Türkçe kelimeler kısa olduğu halde vezin gereği uzun okunur; buna imale denir. İmale kısa heceyi uzun yapar. Arapça ve Farsça kelimelerdeki bazı uzun seslerin vezin gereği kısa okunmasına da zihaf denir. Zihaf ise imalenin tersine uzun heceyi kısa yapmayı sağlar. Hece ölçüsünde böyle bir mesele yoktur. Türk edebiyatında imale çok sayıda bulunmakla beraber zihaf kusuru hoş karşılanmadığı için çok az yapılmıştır.

5- Farsça tamlama eki olan "-i" ile "ve" anlamındaki "ü, vü" bağlacı vezin gereği uzun da kısa da olabilir.

6- Medli heceler hafif bir "i, ı" sesi varmış gibi okunur. Bahâr kelimesi bahâr[ı], eşkden kelimesi ise eşk[i]den şeklinde söylenmelidir.

7- Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün kalıbıyla yazılan şiirlerde ilk tef'ile bazı mısralarda Fâilâtün, son tef'ile ise Fa'lün olabilir. Bu sadece bu kalıba özgü bir durumdur. Bu kalıpla yazılan şiirlerde başta imale yapmaya gerek yoktur. Farklı tef'ile parantez içinde hemen altında gösterilir.

8- Türkçe kelimelerle aruz veznindeki başarı Muallim Naci ile başlamış olup Türk aruzu Tevfik Fikret, Yahya Kemal Beyatlı ve Mehmet Âkif Ersoy tarafından gerçekleştirilmiştir. Hatta Mehmet Âkif o kadar başarılı olmuştur ki bir çok kişi İstiklâl Marşı'nın hece ölçüsüyle yazıldığını zanneder. Oysa bu marş aruzun "Fe i lâ tün / Fe i lâ tün /Fe i lâ tün /Fe i lün" kalıbıyla yazılmıştır.

9- Aruzla yazılan bir şiirin hece sayısı bazan eşit olabilir. Mısralardaki açık kapalı dizilişinin aynı olması o şiirin aruzla yazıldığın gösterir.

Cânı cânânı bütün vârımı alsın da Hüdâ (15 hece)
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ (15 hece)

10- Sessiz bir harfle biten kelime vezin gereği açık olması gerekirse, kendinden sonra sesli ile başlayan bir hece varsa birinci kelimenin sonundaki harf, ikinci kelimenin ilk hecesine ulanır. Buna ulama denir. Ulama kapalı heceyi açık yapar. Ulama genellikle yapılır; fakat her zaman yapılmak mecburiyetinde değildir.

11- Servet-i Fünun edebiyatçıları bir şiirde değişik aruz kalıpları kullanmak suretiyle serbest vezne zemin hazırlamışlardır. Cenap Şahabetin'in "Elhân-ı Şita" adlı şiiri bu şekilde yazılmıştır. Bu şiirdeki bazı mısralar Feilâtün / Mefâilün / Feilün, bazı mısralar ise Mef'ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün kalıbıyla yazılmıştır.

12- Bir şiirin vezni en az iki mısradan hareket ederek bulunabilir. Tek mısraa bakarak vezin bulunmaz.

13- Bir şiirin vezni bulunurken şu işlemler yapılır:

a) Veznini bulacağımız mısraların hecelerindeki uzun seslilere dikkat ederek yazmalıyız.

b) Önce mısralardaki hecelerin açık mı kapalı mı oldukları tesbit edilir.

c) Medli hece olup olmayacağı özellikle kontrol edilmelidir. Bu ihmal edilirse bir mısradaki hece değeri eksik çıkar. Mısralardaki heceler sayılarak medli hece olup olmadığı konusunda bir ipucu yakalayabiliriz.

d) Hecelerin açık kapalı değerleri karşılıklı kontrol edilir. Önce imkân varsa ulama, yoksa imale yapılır. Zihaf çok az bulunduğu için en sonra o ihtimal düşünülür.

e) Hecelerin karşılaştırılması yapıldıktan sonra açık kapalı değerleri çizgi ve nokta şeklinde ayrı bir yere geçilir. Mısra sayısına göre tef'ile sayısı tahmin edilmeye başlanır. İlk tef'ile en az heceden oluşur. Genelde az heceli Fa', Fe i lün, Fâ i lün gibi tef'ileler sonda bulunur.

f) Yazılan aruz kalıbı ile işaretler arasında uyum olmasına dikkat etmelidir.
ARUZ KALIPLARIYLA İLGİLİ UYGULAMALAR

1. Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün

Saçma ey gö/z eşk[i]den gön / lümdeki od / lare su

_ . _ _ / _ . _ _ / _ . _ _ / _ . _

Kim bu denlü / tutuşan od / lare kılmaz / çâre su

_ . _ _ / _ . _ _ / _ . _ _ / _ . _ Fuzûlî

2. Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün

Dinle neyden / kim hikâyet / etmede

_ . _ _ / _ . _ _ / _ . _

Ayrılıklar / dan şikâyet / etmede

_ . _ _ / _ . _ _ / _ . _ Nahifî

3. Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün

(Fâilâtün) (Fa'lün)

Hani ol gül / gülerek gel / diği demler / şimdi

. . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / _ _

Ağlarım hâ / tıra geldik / çe gülüştük / lerimiz

_ . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / . . _ Mâhir

4. Feilâtün / Feilâtün / Feilün

(Fâilâtün) (Fa'lün)

Ne Süleymân / ne Selîm'in / kuluyuz

. . _ _ / . . _ _ / . . _

Hazret-i Rab / b-i rahîmin / kuluyuz

_ . _ _ / . . _ _ / . . _ Esrar Dede

5. Mefâîlün / Mefâîlün / Mefâîlün / Mefâîlün

Anı hoş tut / garîbindir / efendi iş / te biz gittik

. _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _

Gönül derler / ser-i kûyun / da bir dîvâ / nemiz kaldı

. _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ (Hayâlî)

6. Mefâîlün / Mefâîlün / Feûlün

Geçer firkat / zamânı böy / le kalmaz

. _ _ _ / . _ _ _ / . _ _

Sağ olsun sev / diğim Mevlâ / kerimdir

. _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ Nâilî

7. Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Feilün

Cihânda â / şık-ı mehcû / r[ı) sanma râ / hat olur

. _ . _ / . . _ _ / . _ _ _ / _ . _

Neler çeker / bu gönül söy / lesem şikâ / yet olur

. _ . _ / . . _ _ / . _ . _ / _ . _ Şeyhülislâm Yahya

8. Mef'ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün

Ağlatma / yacaktın yo / la baktırma / yacaktın

_ _ . / . _ _ . / . _ _ . / . _ _

Ol va'de / -i tekrâr[ı] / -be-tekrârı / unutma

_ _ . / . _ _ . / . _ _ . / . _ _ Esrar Dede

9. Mef'ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün

Gül hasre / tinle yolla / ra tutsun ku / lağını

_ _ . / _ . _ . / . _ _ . / _ . _

Nergis gi / bi kıyâme / te dek çeksi / n intizar

_ _ . /. _ _ . / . _ _ . / _ . _ Bâkî

-----------------------------------------------------------------------

Aruz, Arap Edebiyatı'nda manzum sözlerdeki ahenk ölçülerini öğreten ilmin adıdır. Hecelerin uzunluk ve kısalıklarına göre düzenlenmiş bir vezindir. Bu vezin Arap'lardan İran'lılara, onlardan da bize geçmiştir.

İranlılar İslâmiyet'i kabul edince, Arap kültürünün de büyük tesiri altında kaldılar. Şiirde, Arap'ların kullandığı nazım ölçüsü olan aruz'u kullanmaya başladılar. Ancak Arap'ların kullandıkları aruz ölçüsünü olduğu gibi kabul etmediler. Kendilerine göre bir ayıklamaya tabi tutarak kulaklarına hoş, tabiatlarına uygun gelenleri seçtiler ve kullandılar. Aruz vezni, 5-11 inci yüzyıllarda Hakaniye Türkçesi'ne, 7-13 üncü yüzyıllarda Anadolu Türkçesi'ne, 8-14 üncü yüzyıllarda Çağatay ve Azeri Türkçesi'ne girmiş ve zamanımıza kadar bir çok şiirler yazılmıştır.

11-17 inci yüzyıllar arası ve sonrası bu vezinde edebiyatımızın (Anadolu Türkçesi dönemi) bazı aruz şairleri ile bazı halk şairleri birbirlerinden karşılıklı olarak etkilendiler. Bir kısım divan şairleri hece vezniyle, bir kısım saz şairleri de aruz vezniyle şiirler söylediler. Milli Edebiyat döneminde ve zamanımızda ise şairler aruz veznini bırakarak hece veznine ve serbest tarza yöneldiler.

Aruzda heceler uzun ve kısa olarak ikiye ayrılır. Uzun heceler çizgi (-), kısa heceler nokta (.) ile gösterilir. Uzun ve kısa heceler çeşitli biçimlerde yan yana gelerek kalıpları oluşturur. Bu kalıplar yan yana geliş biçimlerine göre, failatün, failün, mefailün ve benzeri değişik adlarla anılır. Aruz ölçüsüyle şiir yazmak için sözcükleri bu kalıplara uydurmak gerekir. Aruzda sözcükleri ses özelliklerini bozmadan kullanmak her zaman olanaklı değildir. Bu yüzden heceleri kimi zaman uzun, kimi zaman da kısa okumak gerekir. Sık rastlanan bu iki duruma imale (uzun okuma) ve zihaf (kısa okuma) denir. Zihaf, aruzda kusur sayılır.

Aruz ölçüsünde hece ölçüsündeki duraklar yoktur. Dizelerdeki hece sayıları eşit olmayabilir. Dize sonlarındaki heceler kısa da olsa uzun kabul edilir. Aruzda bir sözcük sessiz biter, ondan sonra gelen sözcük sesli harfle başlarsa, bu sesli harf birinci sözcüğün sonundaki sessiz harfi kendisine çeker. Böylece birinci sözcüğün sonundaki sesiz harfle biten uzun hece kısa hece durumuna gelir. Bu duruma da vasl (ulama) denir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
HAKTAN
Moderatör
Moderatör
HAKTAN
Teşekkürleri : 39
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 16/09/09
Nerden : isvec
Mesaj Sayısı : 2453
Tecrübe Puanı : 20435

SIIRDE ÖLCU  ! Vide
MesajKonu: Geri: SIIRDE ÖLCU ! SIIRDE ÖLCU  ! EmptySalı Ekim 19, 2010 4:54 pm

ARUZ ölcusu biraz zor geldi .. :oops:

en iyisi HECE ölcusunu ögrenmek ve kullanmak ..

Feridsah basima ne isler actin ya ! Rolling Eyes

ne guzel serbest ölcunun arkasinda saklaniyorduk.. gülümseme
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous

SIIRDE ÖLCU  ! Vide
MesajKonu: Geri: SIIRDE ÖLCU ! SIIRDE ÖLCU  ! EmptySalı Ekim 19, 2010 7:16 pm

HAKTAN demiş ki:
ARUZ ölcusu biraz zor geldi .. :oops:

en iyisi HECE ölcusunu ögrenmek ve kullanmak ..

Feridsah basima ne isler actin ya ! Rolling Eyes

ne guzel serbest ölcunun arkasinda saklaniyorduk.. gülümseme


Paylaşımı görünce Feridşah kurbanın başınıza hayırlı bir iş açtığı
kanaatine vardım
gülümseme Çok değerli bir katılım.Allah razı olsun..

ARUZ bana biraz değil çok zor geldi :oops:

HECE ölçüsünde size katılıyorum....

Hatta serbest ölçünün arkasına kalma isteğindeyim... Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
HAKTAN
Moderatör
Moderatör
HAKTAN
Teşekkürleri : 39
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 16/09/09
Nerden : isvec
Mesaj Sayısı : 2453
Tecrübe Puanı : 20435

SIIRDE ÖLCU  ! Vide
MesajKonu: Geri: SIIRDE ÖLCU ! SIIRDE ÖLCU  ! EmptySalı Ekim 19, 2010 8:09 pm

Merki demiş ki:

Paylaşımı görünce Feridşah kurbanın başınıza hayırlı bir iş açtığı
kanaatine vardım
gülümseme Çok değerli bir katılım.Allah razı olsun..

ARUZ bana biraz değil çok zor geldi :oops:

HECE ölçüsünde size katılıyorum....

Hatta serbest ölçünün arkasına kalma isteğindeyim... Very Happy

evet yasasin SERBEST ÖLCU !! Very Happy
Hece ölcusu de makbulumuzdur.. gülümseme

ARUZ ölcusunde siir yazmak bizim gibi amatörlerin ne harcina ..
Fa Fe ul Fa' lün Fe i lün Fâ i lün Mef û lün Fe i lâ tün Fâ i lâ tün Fâ i lâ tü Me fâ i lün

tekerleme gibiler gülümseme
lisede bunlari duyardik da iyiki edebiyat bölumunde degilmisim derdim gülümseme
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Feridşah_Nakşi
Geliştirici
Geliştirici
Feridşah_Nakşi
Teşekkürleri : 30
Kayıt tarihi : 16/02/10
Nerden : Ankara
Mesaj Sayısı : 909
Tecrübe Puanı : 17195

SIIRDE ÖLCU  ! Vide
MesajKonu: Geri: SIIRDE ÖLCU ! SIIRDE ÖLCU  ! EmptyÇarş. Kas. 24, 2010 7:03 pm

gülümseme :G

Allah razı olsun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

SIIRDE ÖLCU !

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Menzil Forum :: Sosyal Grup :: Eğitim-
SİSTEM BİLGİLERİÖNEMLİ BİLGİLENDİRME
Powered by phpBB2 (subsilver)
Copyright ©2008 - 2011,
Content Relevant URLs by www.akmenzil.net
Kuruluş Tarihi : Paz 24 Ağus. 2008 - 18:30
akmenzil.net sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini onay almaksızın anında siteye yazabilmektedir.Bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcıya aittir.Sitemizde yasalara aykırı herhangi bir materyal bulursanızakmenzil@hotmail.com e-mail adresimize bildirirseniz,şikayetiniz incelendikten sonra en kısa sürede gereken yapılacaktır.
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar