AMELLER

Kayıt tarihi : 24/08/08

24. HADİS AMELLER HAKKINDA

٢٤ اَﻓْﻀَﻞُ اْﻟﺎَﻋْﻤَﺎلِ اﻟﺼَّﻠَﺎةُ ﻓِﻰ وَﻗْﺘِﻬَﺎ وَﺑِﺮُّ اﻟْﻮَاﻟِﺪَﻳْﻦِ ﴿م٠ز﴾

24 - Amellerin en faziletlisi = yani : sevabı en çok olanlardan birisi ilk vaktinde kılınan namazdır. Ve anaya babaya yapılacak itaat ve ihsandır.

İzah : Farz olan namazları ilk vakitlerinde kılmaya çalışmalıdır. Böyle bir hareket, emr-i ilâhiye kemâli itina ile itaatin bir nişanesidir. Aksi takdirde bazı maniaların zuhuriyle namazın fevt olması melhuzdur. Ana ve baba hakkında da lâzım gelen hürmet ve itaatde bulunmalıdır. Çünkü onların çocukları üzerindeki hakları, emekleri pek çoktur.

Malûm olduğu üzere namaz, islâmiyetin şartlarından biridir. Ve pek mühimdir. Bildiğimiz gibi beş vakit namaz mi'raç gecesinden itibaren farz kılınmıştır.

Âkl, bâliğ olan her müslüman hakkında bir kat'î farîzadır.

Namazların meşruiyetindeki hikmet ve maslahat ise her türlü tasavvurların fevkindedir. Bir kerre düşünelim; namaz vakıtları geldikçe ezan-ı Muhammed-î okunur. Bu bir sünnet-i seniyedir. Ezan, birinci sene-i hicriyede Medinei Münevverede inşa buyurulan mescidi nebevinin hitamından sonra peygamberimiz efendimizin emriyle ilk defa olarak Bilâl-i Habeşî (Radiyallah-ü teâlâ anh.) tarafından okunmaya başlanmıştır.

Kürei arz üzerinde namaz vakitleri muhtelif zamanlara tesadüf eder. Bu cihetle hiçbir saat yoktur ki anda ezanı muhammedi okunmakta bulunmasın.

Bu gün cihanın her kıtasında milyonlarca müslümanlar vardır. Her yerde islâm mabetleri bulunuyor, başka milletlerin en büyük merkezi idarelerinde bile mübarek camiler mevcuttur. Bütün bu mabetlerin mübarek minarelerinden günde beş defa "Allahüekber" sadayı ulvîsi afaka yükseliyor, cenabı hakkın birliği, azameti, peygamber efendimizin risleti, namazın felâh ve necata vesile olduğu bütün beşeriyete ilân edilmiş bulunuyor. Bu vechile de dini islâmın bütün beşeriyeti dini hakka nidayı daveti, küfür ve dalâl bulutlarını parçalayarak sema-yı izzete yükselip duruyor. Ne mukaddes nida, ne güzel bir intibah vesilesi, ne muazzam bir hayırhahlık!..

Namazlar edasına gelince bundaki hikmet ve maslahat pek zahirdir. Mademki bizler bir hâlık-ı hakimin birer kuluyuz, mademki bizler o mabudu kerimin daima nimetlerine müstağrak bulunuyoruz. Artık onun için şükrederek arzı ubudiyette bulunmamız icap etmez mi? Bu şükür ve arzı ubudiyet vazifesinin en güzel şekil ise namazdan başka değildir.

Maamafih namaz kılmak için taharete riayet etmek, abdest almak lâzımdır. Bunlar ise insanın nezaretini, sıhhatini en mükemmel bir şekilde temin eder.

Namaz kılmak, insanı gafletten uyandırır, insanın hayatına intizam verir, kendisinde bir ictimaî terbiyenin tecellisine sebep olur.

Hele mukaddes bir mabede gidip din kardeşleriyle beraber, bir kıbleye müteveccihen cemaatle namaz kılan bir müslümanın kalbinde ne ruhanî neşveler tecellî eder, bununla beraber müslümanlar arasında ne güzel bir muarefe husule gelir, onların arasındaki tesanüt ne kadar kuvvet bulur.

Şunu da düşünelimki, beş vakit namaza tahsis edilen zaman bir günde
nihayet bir iki saat kadar olabilir, insan bir gündeki yirmidört saatlik hayatının böyle az bir mikdarını bu kutsi ibadete tahsis etmeli değil midir?. Bununla maddî, iktisad' faaliyetimiz sektedar olmaz, bunun hilâfı düşünenlerin hallerine pek teessüf olunur.

Hakikati halde ise bu bir nihayet iki saatlik ibadet, insana başka bir ruh izafe eder, insanın hayatına arzettiğim veçhile daha ziyade intizam verir, insanı daha ziyade faaliyete sevketmiş olur.

Mahaza insan daima dünya hayatını düşünmeli midir? Hiç ahiret hayatını, ebedî saadetini düşünmesi icap etmez mi? O halde hayatımızın bir kısmını da ebedî selâmet ve saadetimizi temin edecek şeylere sarf etmeli değil miyiz? Hiç insana gaflet yakışır mı?

Misafir

Allah c.c razı olsun kurban