Menzil Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaRamazan latifeleri Untitl13Ramazan latifeleri Untitl14Latest imagesRamazan latifeleri Untitl15AramaGiriş yapKayıt Ol
Kütüphane bölümümüz güncellenmektedir.  "Kadın ve Erkek Eşitliği" konusu tamamlanmıştır.
Bağlantı sorunları nedeniyle Portal sayfası geçici olarak kaldırıldı....
"Program Arşivi" forumuna "Antivirüs Güvenlik" ve "Araçlar" kategorisi açılmıştır.
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Hakkını vermediğimiz iş yüzümüzü ağartmaz
Evlilikler de Bunalıma Girer
Ahirete İnancımız Ölçüsünde Huzurumuz Olur
Ebedi Hayata Doğmak
ABDEST
TALAK (BOŞANMA)
Gül Sultanım (Yeni Video Klip)
Beş Esas
Meleklere İman
Can Feda Edilecek Dost
Paz Şub. 23, 2014 7:32 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:27 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:18 pm
Paz Şub. 23, 2014 3:07 pm
Ptsi Şub. 17, 2014 3:17 am
Ptsi Şub. 17, 2014 3:09 am
Ptsi Ocak 20, 2014 3:15 am
Cuma Ekim 11, 2013 4:33 am
Çarş. Ekim 09, 2013 2:50 am
Paz Ekim 06, 2013 3:15 pm











Paylaş|

Ramazan latifeleri

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
osmanserhat
Yönetici
Yönetici
osmanserhat
Teşekkürleri : 25
Yaş : 38
Kayıt tarihi : 24/08/08
Nerden : Gül Diyarından
Mesaj Sayısı : 9415
Tecrübe Puanı : 29209

Ramazan latifeleri Vide
MesajKonu: Ramazan latifeleri Ramazan latifeleri EmptyPtsi Eyl. 07, 2009 3:52 am

Ramazan latifeleri

Niçin Oruç tutmuyormuş...

ZAMAN zaman oruçla ilgili tartışmalar basın yayın organları tarafından abartılarak, saptırılarak kamuoyuna sunulur.

Sağ sol kavgasının yoğun olarak yaşandığı günlerde aylardan Ramazan. Üç arkadaş oruç yiyen bir genci görünce, durumu kabullenemez ve hemen dersini verirler. Sonra da nasihat ve uyarı gelir ardından:

-Bak bir daha orucunu yediğini görmeyek, bu seferinden daha beter ederik, tamam mı?

Bir iki gün sonra dayak yiyen genç, kendisini de döven gençlerin bir köşede gizli gizli oruç yediğini görünce yanlarına gider:

-Gardaş iki gün önce ben oruç tutmadım diye beni döğdüz, ahan siz de orucunuzu tutmisiniz. Ayıp olmi mi?

Birbirlerine bakan gençler, bozuntuya vermek istemezler:

-Gardaş, biz tutmik ama tutturik...


Radar

CELAL Tigen Hoca, namı diğer Şeker Hoca anlatıyor: Bir ara Dünya kupası maçı vardı.

Birkaç rütbeli tanıdık, teravih namazını da, maçı da kaçırmak istemiyorlardı.

- Hocam ne yapacağız? Dediler.

- Siz teravihe gelin, ben sizi maça yetiştiririm, hiç endişe etmeyin, dedim.

Ve gerçekten ilk rekâtları gayet hızlı kıldırdım. Ancak gözüme ilişen biri, namazı normal kılmama sebep oldu. Namaz bitti. Tabi cemaat maça tam yetişememişti.

Sonra bana sitem ettiler:

- Hocam ne oldu, iyi başladın ama sonra tekrar yavaşladın, hayırdır?

- Hiç sormayın, radara yakalandık. Yahu görmediniz mi, cemaatin arasında Malatya Müftüsü vardı...


Niçin gelmiş?

RAMAZAN ayı rahmet ayıdır. Bu ay geldi mi camiler dolup taşar. Diğer zamanlarda camiye pek uğramayanlar bile Allah'ın af ve mağfiretinden bir pay almak için gelirler. Gelenler arasında Hamza Baba da vardır.

Duaların kabul olduğunu bilen ve buna inanan Hamza Baba, tıklım tıklım olan camide teravihi kıldıktan sonra açar ellerini Rabbine dua eder:

-Ya Rabbi!

Evine geldim, huzuruna geldim. Ben bu diğer kulların gibi günde beş defa seni rahatsız etmiyorum. Ara sıra geliyorum. Benim biraz borcum var, onları ödemem için bana bir kapı aç. Söz, eğer istediğimi verirsen bir daha senden bir şey istemem, seni rahatsız etmem.

Zavallı bilmiyor ki, kişi her an için, darlıkta da bollukta da Allah'ı anmalı, her zaman O'ndan istemeli. Günümüzde Hamza Baba'lar çok maalesef...


Davetiye

OSMANLI'DA Ramazan bir başkaydı tabi. Herkeste bir yeme-yedirme heyecanı. Zenginler, ağalar, han-hamam sahipleri, saray erkânı ve diğer hali vakti yerinde olanlarda ikram ve yedirme zevki. Fakir fukarada ise; uzun bir zamandır görmediği yemekleri yeme, unutmaya başladığı lezzetleri hatırlama, bir aylığına da olsa kendini zengin gibi hissetme imkânı yakaladığı için beklenen bir sabırsızlık, yaşanan bir güzellikti.

Arif Paşa Konağı da Ramazan güzelliğini yaşıyordu o akşam. Çorbalar, şerbetler içildi, en leziz yemekler yendi. Namaz vakti gelmişti. Ev sahibi:

- Evet efendiler!

Şimdi hep birlikte namaz kılalım.

Misafirler topluca ayağa kalkarken biri yerinde oturmaktadır. Bir Bektaşi subayıdır bu.

Bakışların kendisine yöneldiğini görünce, cevap hakkı doğduğunu düşünür, cebinden çıkardığı davetiyeyi göstererek;

-Efendim, davetiyede yalnızca iftar var. Namaz yok. Bu yüzden ben kılamam, beni zorlayamazsınız. Arif Paşa bu yüzsüzlük karşısında, zoraki bir tebessümle, namaza döner.

"İş inada bindi"

ÇOK istiyordu ama bir türlü fırsat bulamıyordu.(?) Nihayet şeytanın bacağını kırdı ve oğluyla birlikte evden çıktı. Ayakkabılarını giyerken, sevinçle onları izleyen evin hanımı, elinde liste sipariş de verdi.

-Namaz dönüşü, yarın gelecek misafirler için de şunları alırsınız.

Adam ilk defa teravih kılacaktı. Olur, mu demeyin, camiye de ilk defa gidecekti. Yolda en çok kendisini camiye gelmesi için sıkıştıran arkadaşını da aldı ve camiye yöneldi. Camiye ulaştıklarında hoca efendi vaazı yeni bitiriyordu. Yatsı namazı kılındı. Tabi önceden namazla ilgili olarak arkadaşından epey bilgi almıştı. Zaten yan gözle ona bakarak kılıyordu.

Namaz temposunun hızlanmasından teravihe geçildiğini anlamıştı. Eğil, yat, kalk... eğil, yat, kalk... Bir türlü bitmiyordu bu namaz. Ne kadar da uzunmuş bu teravih. İnsanlar nasıl dayanıyorlar bu kadar? Sabretti, sabretti, sabretti ama sonunda dayanamadı.

Sipariş listesiyle, biraz parayı oğlunun eline tutuşturarak sert ve kararlı konuştu:

-Oğlum sen git şunları al eve götür. İş inada bindi, sabaha kadar da olsa ben buradan ayrılmayacağım. Beni evde bekleyin. Tamam mı?


Buyurun cenaze namazına

ZAMANIN Diyanet İşleri Başkanı Ömer Nasuhi Bilmen Hoca, Erzurum'a gelmişken okuduğu medreseyi de ziyaret etmek ister ve Şeyhler medresesine gider. O sıralarda da Naim Hoca, hem Şeyhler Camiinde müezzinlik yapmaktadır hem de yanındaki medresede talebe okutmaktadır.

Uzun ağızlığına cıgarasını takmış, bir ayağını uzatmış, Hocanın verdiği selamı "elesine" almıştır. Gelen başında biraz bekleyince:

- Gurban adın bağışla, der Naim Hoca.

Başında bekleyen:

- Ömer Nasuhi

Naim Hoca'da jeton düşer gibi olur.

- Bilmeni de var mı?

- Evet.

Naim Hoca yerinden fırlar ve Ömer Nasuhi Hocanın eline uzanırken:

- Buyurun ceneze namazına, der.


(Hazırlayan: Mehmet Nezir)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com
Misafir
Misafir
Anonymous

Ramazan latifeleri Vide
MesajKonu: Geri: Ramazan latifeleri Ramazan latifeleri EmptyPtsi Eyl. 07, 2009 4:32 am

Very Happy Çok hoştular.Allah razı olsun kurban.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ramazan latifeleri

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Menzil Forum :: Eğlence ve Forum oyunları :: Tebessüm Bölümü-
SİSTEM BİLGİLERİÖNEMLİ BİLGİLENDİRME
Powered by phpBB2 (subsilver)
Copyright ©2008 - 2011,
Content Relevant URLs by www.akmenzil.net
Kuruluş Tarihi : Paz 24 Ağus. 2008 - 18:30
akmenzil.net sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini onay almaksızın anında siteye yazabilmektedir.Bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcıya aittir.Sitemizde yasalara aykırı herhangi bir materyal bulursanızakmenzil@hotmail.com e-mail adresimize bildirirseniz,şikayetiniz incelendikten sonra en kısa sürede gereken yapılacaktır.
Forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar