Menzil Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaGavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Untitl13Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Untitl14Latest imagesGavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Untitl15AramaGiriş yapKayıt Ol
Kütüphane bölümümüz güncellenmektedir.  "Kadın ve Erkek Eşitliği" konusu tamamlanmıştır.
Bağlantı sorunları nedeniyle Portal sayfası geçici olarak kaldırıldı....
"Program Arşivi" forumuna "Antivirüs Güvenlik" ve "Araçlar" kategorisi açılmıştır.
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Hakkını vermediğimiz iş yüzümüzü ağartmaz
Evlilikler de Bunalıma Girer
Ahirete İnancımız Ölçüsünde Huzurumuz Olur
Ebedi Hayata Doğmak
ABDEST
TALAK (BOŞANMA)
Gül Sultanım (Yeni Video Klip)
Beş Esas
Meleklere İman
Can Feda Edilecek Dost
Paz Şub. 23, 2014 7:32 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:27 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:18 pm
Paz Şub. 23, 2014 3:07 pm
Ptsi Şub. 17, 2014 3:17 am
Ptsi Şub. 17, 2014 3:09 am
Ptsi Ocak 20, 2014 3:15 am
Cuma Ekim 11, 2013 4:33 am
Çarş. Ekim 09, 2013 2:50 am
Paz Ekim 06, 2013 3:15 pm











Paylaş|

Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4)

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
Kasva
Moderatör
Moderatör
Kasva
Teşekkürleri : 0
Kayıt tarihi : 12/01/09
Nerden : ERZURUM
Mesaj Sayısı : 3486
Tecrübe Puanı : 17429

Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Vide
MesajKonu: Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) EmptyPtsi Nis. 06, 2009 7:08 am


BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
İnsan
âhlaken güzel olmalı, kimseyi incitmemeli, hiçbir şey ondan taciz olmamalı.
İnsan halim olmalı, sabırlı olmalı.

Gavs (K.S.A), sohbetlerinde, insan aynen bir köprü gibi olmalı,
buyurdu. Nasıl ki, herkes, iyi, kötü, zalim, fena bütün millet gelir, köprüden
geçer de, o hiç ses çıkarmadan daralmadan hepsinin geçmesine müsaade
ederse, insan da işte bu köprü misâli, herkesle iyi geçinmeli, muhatabı
ister zalim, ister münafık, ister hırsız, isterse fâsık olsun idare edip
iyi geçinmelidir.
İnsan her zaman hüzünlü ve Rabbü�l-Âlemin�i tefekkür
edenlerden olmalı, Allah�ın azametini, büyüklüğünü düşünmeli, dağlara,
semalara, insanlara bakarak her şeyden, baktığı her eşyadan Allah�ın
azmetini büyüklüğünü, hikmetini anlamaya çalışmalı ki Rabbü�l-Âlemin�in
büyüklüğünü idrak ederek ona göre hareket etsin.
İnsan mahzun olmalı, çok ağlayıp az gülenlerden olmaya çalışmalı,
Nitekim Âyet-i Kerimede öyle buyurulmuştur.
(Az gülsünler ve çok ağlasınlar) (Tövbe : 82)
Peygamber (A.S.V) asla kahkaha ile gülmezdi. Sadece tebessüm ederdi.
İşte insan da böyle olmalı. Keyf ehli ve dünyaya aşıklardan olmamalı.
Keyf ehli olanlarda, dünyaya aşk ve muhabbet besleyenlerde Allah korkusu az
olur. Onlar bu dünya hayatı içinde aynen sarhoşa benzerler. Allah azâbının
korkusu onlarda yoktur.
Allah dostları daima Allah�ın azametini, tefekkür edici, mahzun,
hikmet ehli kimselerdir. Allah yolu fakirlikte, abdallıkla, nefsini küçük görmekle
elde edilir. Dünya ise bilâkis atılgan olmakla, dilli olmakla, alış-verişçi
olmakla, kandırma, hile hud�a bilmekle elde edilir. Allah yolunda ise, tam
aksine insan ne kadar fakir olsa, ne kadar halim olsa, ne kadar mahzun, abdal ve
zavallı olsa o kadar muvaffak olur. Allah�ın yanında kıymeti olup Rabbinin
sevgisini kazanır. Rabbü�l-Âlemin fakirlerle miskinlerle beraberdir. Rabbü�l-Âlemin
kendini beğenmiş, zorba, zalim olan bahtsızlardan hoşlanmaz.
İnsan ne kadar fakir, ne kadar abdal, ne kadar nefsini yenmiş ve vücudunu
zail etmişse Rabbü�l-Âlemin�in yanında o kadar makbul, o kadar sevgili
olur.
Zaman zaman Allah dostlarını deliye benzetenler olur. Bilmeyenler onları
gördüklerinde deli sanırlar, çünkü onlar dünya ef�alinden anlamaz, dünya
işleriyle ilgilenmezler. Dünyanın hile ve hud�asından haberleri bulunmaz.
Zulüm ve hakaretle işleri yoktur onların. Daima deliler gibi düşünceli
olduklarından bilmeyenler onları deli sanırlar. Dünyaya muhabbetle bağlı
olup perestiş edenler onların lâkayt halini, dünya kazanç ve çalışmalarına
ilgisizliklerini gördükçe onlara deli gözüyle bakarlar.
Halbuki Allah yolu fakirlik ve tevazuyla kazanılır, suyun yüksek yere
akmadığı daima aşağılara doğru çukur yerlere akıp oraları doldurduğu
gibi, Allah yolu da fakirlik ve yoklukla kazanılır. (Kendini böyle bilmekle.
Her şey Allah�ındır.)
Her kim ki nefsini öldürmüş, benliğinden sıyrılmışsa, o Allah�ın
yanında makbul olmuş ve Rabbü�l-Âlemin tarafından sevilmiştir.
Nakşîbendi sâdâtı da hep böyleydi, fakir olup nefsini öldürerek (1)
vücudunu ortadan kaldırmış olanlar hep sâdâtın nisbetini toplamışlardı.
Şâh-ı Hazne de öyleydi. Hazretin hulefası içinde zâhiren en edna
olanı oydu. Halife olduğunu kimse bilmezdi. Hattâ âlim olduğunu bile
herkes bilmezdi. Ancak eskiden onu tanıyanlar molla olduğunu bilirlerdi.
Fakat halife olduğunu bilen bindebir bile yoktu. Ancak havaslar bilirdi
halife olduğunu. Çünkü nefsini zebûn etmiş, benliğinden sıyrılmıştı.
Abdaldı, halifelerin yanına gitmez, onların cemaatlarında bulunmazdı. Sâliklerin
içine girmez, her zaman sofilerin (2) içinde bulunurdu. Rabbü�l-Âlemin�e
karşı bir yokluk haleti içindeydi, nefsini yenmiş, benliğini atmış,
fakir hal, hulafanın içinde zahiren en edna olanı olduğu halde ahlâken de
en mütekâmil olanı oydu. Onun içindir ki Rabbü�l-Âlemin onu o kadar yükseltmişti;
etrafına o kadar adam toplanmıştı ki çevresi aynen haşır gibi, aynen kıyamet
gibi olurdu. Rabbü�l-Âlemin onun huyunun ve ahlâkını sevdiği içindir
ki onu dost edindi. Onu dünyada da âhirette de âli kıldı.
Gavs�de (K.S.A) öyleydi, aynı yoldaydı, Şâh-ı Hazne�nin hülefası
arasında zahiren en edna olanı Gavs�dı. O da hep sofilerin yanına gider,
onların sohbetlerinde oturur, onlarla beraber bulunurdu. Çünkü biliyordu ki
sofilerin ihlâs ve teslimiyetleri çoktur. Muhabbet ve aşkları fazladır.
Halbuki mollaların öyle değil. Mollalar âlim oldukları için, çabuk çabuk
teslim olmazlar, nefisleri vücud bulduğu için kolay kolay sâdâtın örtüsü
altına girmezler. İlla amel yapıp eziyet görmesi lâzımdır. Sofiler gibi
mollalarda hemencecik muhabbet ve ihlâs meydana gelmez. Evvelâ takip ederler,
Şeriata bağlı olup olmadıklarına bakarlar. Devamlı olarak bir müfettiş
gibi üstadlarının etrafında dolaşıp teftiş ederler. Ancak zamanla yavaş,
yavaş teslim olurlar, fakat teslimiyetleri sağlam olur; öyle kolay kolay
bozulmaz. Ama cahilin öyle değil; o körü körüne teslim olduğundan, el
tutar tutmaz muhabbet ve ihlâs beslediğinden zamanla gevşer, cahilâne olduğu
için çabuk terakki ettikleri halde sebat edemezler. Bu işe emek verip zahmet
çekmiş değiller mollalar gibi. Nasıl ki insan yerde bir mal görse onun pek
tasasında olamaz. Ama o malı eza ve cefa çekerek kazanmış ise mal, gözünde
çok kıymetli olur, çok tatlı olur. İşte Gavs da (K.S) sofilerin
muhabbetlerinden, istifadelerinden dolayı hep onların yanına giderdi. Derdi
ki ben sofilerden çok istifade ettim. Sofilerden ettiğim istifadeyi Şâh-ı
Hazne�den etmedim. Onlarla bulundukça muhabbet, teslimiyet ve aşklarını gördükçe
benimki de artırıyor, diyordu.
Şâh-ı Hazne bir gün halifelerinden molla Muhammedi Arisiye sordu :
Molla Abdulhakimi nasıl görüyorsun? Emek vermeye değer mi ki emek verelim?
Molla Muhammed Şeyh daha iyi bilir ama bana sorarsan gevşektir. Emek vermeye
gelmez, derim, dedi. Bu cevaptan Şâh-ı Hazne müteessir oldu, rengi kızardı,
canı sıkıldı. Molla İbrahim�e dönerek sen ne diyorsun, diye sordu. Molla
İbrahim, kurban bana sorarsan Molla Abdülhakime ne kadar emek verilirse değer,
derim, dedi. Bu cevap Şâh-ı Hazne�nin hoşuna gitti, rengi açıldı, keyfi
yerine geldi, neşelendi. Molla Muhammed�e seni çocuklarımın hocası olduğun
için bağışladım. Onların hatırına verdim. Sen git, onlara kurban ol,
dedi.

Gavs, zâhiren Şâh-ı Hazne�nin orada en edna olanı idi. Sâliklerle
bulunmaz. Daima sofilerin içine gider, onlara hizmet ederdi. Kimse de ona kıymet
vermezdi. Lâkin Şâh-ı Hazne ondaki cevheri bilir, onu iyi tanırdı. Gavs âlimlerle
oturmaz, onlarla yemek yemez, sofilerle oturur, onlarla yemek yer, onlarla görüşürdü.
Herkes de onu bir sofi olarak bilirdi. Hulefadan
olduğunu
bilmezlerdi. Yemeklerini hep sofilerindekinden yerdi. Gerçi mollalarla
sofilerin yemeği aynı idi ama ayrı ayrı çıkardı.
Şâh-ı Hazne�nin halifesi Molla Salih�in oğlu anlatıyor, diyor
ki: �Şâh-ı Hazne�yi ziyarete gitmiştim. Evden çıkmasını bekliyordum.
Çıkınca gittim, ziyaret ettim ve duâsını rica ettim. Bana uzakta duran
Gavs�i gösterdi. Git, ona şöyle; hem bana, hem de sana duâ etsin, dedi.
İşte Gavs�ın değeri Şâh-ı Hazne�nin yanında böyleydi.
Gavs anlatıyor, diyor ki bir ara Şâh-ı Hazne bana hiç iltifat etmez
oldu. Öyle oldu ki iltifatlarına hasret kaldım. Yirmi � otuz gün kaldım
orada, benimle ancak bir veya iki sefer konuştu. Ben de çok merak ediyorum.



En son bereket107 tarafından Salı Nis. 07, 2009 3:41 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kasva
Moderatör
Moderatör
Kasva
Teşekkürleri : 0
Kayıt tarihi : 12/01/09
Nerden : ERZURUM
Mesaj Sayısı : 3486
Tecrübe Puanı : 17429

Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Vide
MesajKonu: Geri: Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) EmptyPtsi Nis. 06, 2009 7:09 am


Şeytan
gelip vesvese vermeye başladı. Bir ara Şâh-ı Hazne sohbet edip dedi ki:
�Zâhire itikat eden zâhirden bekleyen maneviyattan alamaz. Maneviyata itikat
eden zahirden alamaz.� Bu sohbet üzerine vesvesem zail oldu, kalmadı. Daha
sonra iltifatlarına mahzar oldum. Hatta bir ara bana Cami�e geldiğin zaman
benden uzak durma, daima arkamda ve yakınımda bulun, dedi. Bir seferinde de çağırıp
benden uzak durma, hep karşımda dur, dedi.
Gavs (K.S.A) devamla : �Anladım ki karşısında durup nazarlarını üzerimde
toplamak istiyor. Ben de ondan sonra safta arkasında ve her zaman tam karşısında
bulundum� buyuruyor.
Onların nazarları sohbetten daha faydalıdır. Meselâ Gavs-ı Hizanî
manevi tasarruflarını nazarıyla yapardı. Çok az sohbet ederdi. Camisinde
üç � beşyüz hatta bin kişi toplandığı olur. Gavs-ı Hizanî (K.S.A)
gelir, yarım saat, kırkbeş dakika veya bir saat oturur. Sonra hiç sohbet
etmeden namazını kılar, giderdi. Bazı zamanlar camiden çıt diye ses çıkmazdı.
Herkes sâkin ve sessiz otururdu. Kimse bilmezdi ki camide adam vardır. Bazı
zamanlarda bir acaib cezbe ve hareket meydana gelirdi. Hazret de öyleydi. Bazı
kereler çok sohbet eder, sohbetleri deniz dalgaları gibi ardı ardına gelirdi
bazen da öylece sükût ederdi. Namaz kılana kadar sessizce otururdu.

Bu Nakşîbendi Tarikatı bana biçilmez bir tariktir. Kıymet biçilmez
bir inci tanesidir. Maalesef insan kıymetini bilmiyor. Eğer âdabına, talimatına
göre, hareket edilirse, ondan göreceği faydayı, istifadeyi, hiçbir şeyde göremez.
Bu, insanı Allah�a götüren; en kestirme, en emniyetli yoldur. Gerçi insanı
Allah�a ulaştırmak için pek çok, milyonlarca yol vardır. Ama bunlardan en
kısa en müstakim olanı Nakşîbendi yoludur. Nasıl insan İstanbul�a
gitmek isterse, oraya giden binlerce yolun içinde en uygun olanını, en
kestirmesini seçiyorsa, Allah�a götüren yolda da öyle davranması lâzımdır.
Bu yol da Nakşîbendi�den başkası olamaz. Nakşîbendi olabilmek için,
insanın, Tarikatli olması lâzımdır.
Nakşîbendi olduktan çok kısa zaman sonra yüzünü Allah�a döndürmüş
olduğunu görür. Öyleleri vardır ki samimi olarak şeyhinin elini tutup tövbe
ettiği andan itibaren, daha gusül edip âdap ve talimat almadan Allah�ın
velisi olur, evliyalar arasına karışır, bu tarikatın bereketiyle, Onun için
insan Nakşîbendi olmalı. Allah kimseyi Nakşîbendi Tarikatı�ndan tardolma
durumuna düşürmesin.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
(1)
Mevzubahs olunan fakirlik Allah�u Alem, kalbi masivadan temizlemek ve kalbin
masiva (Allah�tan gayri) her şeyden fakir oluşu hali olduğu dikkate alınmalı.
Naşir.

(1)
Salik : Seyr-ü sulûk üzere bulunan usta; Sofi : Yeni tövbe etmiş acemi. Bu
bahste geçen mukayenin bu düstur üzere olduğu kanaatindeyiz


En son bereket107 tarafından Salı Nis. 07, 2009 3:41 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ismi_subhan
Süper Moderatör
Süper Moderatör
ismi_subhan
Teşekkürleri : 18
Kayıt tarihi : 17/09/08
Nerden : Yozgat
Mesaj Sayısı : 4748
Tecrübe Puanı : 20616

Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Vide
MesajKonu: Geri: Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) EmptyPtsi Nis. 06, 2009 11:38 am

Allah razı olsun kurban çok degerli paylaşım emegine saglık...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com/forum.htm
Kasva
Moderatör
Moderatör
Kasva
Teşekkürleri : 0
Kayıt tarihi : 12/01/09
Nerden : ERZURUM
Mesaj Sayısı : 3486
Tecrübe Puanı : 17429

Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Vide
MesajKonu: Geri: Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) EmptySalı Nis. 07, 2009 3:42 pm

Amin ecmain teşekkürler...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AYENE
Müdavim
Müdavim
AYENE
Teşekkürleri : 9
Kayıt tarihi : 15/09/08
Nerden : ~~ToPrAkTaN~~
Mesaj Sayısı : 6807
Tecrübe Puanı : 21972

Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Vide
MesajKonu: Geri: Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) EmptyPtsi Nis. 20, 2009 3:36 am

Allah razı olsun can kardeş emeğine sağlık,,,
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com
Misafir
Misafir
Anonymous

Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Vide
MesajKonu: Geri: Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) EmptyPtsi Nis. 27, 2009 7:36 am

Allah kimseyi Nakşibendi Tarikatından tardolma durumuna düşürmesin............
Allah Razı OLsun....
Emeğine Sağlık..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
esveda
Yardımcı Üye
Yardımcı Üye
esveda
Teşekkürleri : 0
Yaş : 39
Kayıt tarihi : 19/04/09
Nerden : ağrı
Mesaj Sayısı : 62
Tecrübe Puanı : 17128

Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Vide
MesajKonu: Geri: Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4) EmptyCuma Mayıs 01, 2009 7:12 pm

amiin inşaallah Allah kimseyi Nakşibendi Tarikatından tardolma durumuna düşürmesin...Allah razı olsun..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Gavs S.Abdulhakim (k.s) den Sohbet (4)

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Menzil Forum :: Sosyal Grup :: Forum Araştırma Ekibi :: Haftanın Sohbeti-
SİSTEM BİLGİLERİÖNEMLİ BİLGİLENDİRME
Powered by phpBB2 (subsilver)
Copyright ©2008 - 2011,
Content Relevant URLs by www.akmenzil.net
Kuruluş Tarihi : Paz 24 Ağus. 2008 - 18:30
akmenzil.net sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini onay almaksızın anında siteye yazabilmektedir.Bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcıya aittir.Sitemizde yasalara aykırı herhangi bir materyal bulursanızakmenzil@hotmail.com e-mail adresimize bildirirseniz,şikayetiniz incelendikten sonra en kısa sürede gereken yapılacaktır.
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar