PEYGAMBER EFENDİMİZ

Kayıt tarihi : 24/08/08

36. HADİS PEYGAMBER EFENDİMİZ HAKKINDA

٣٦ اَﻧَﺎ اَﻛْﺜَﺮُ اْﻟﺎَﻧْﺒِﻴَﺎٓءِ ﺗَﺒَﻌًﺎ ﻳَﻮْمَ اﻟْﻘِﻴَﺎﻣَﺔِ وَاَﻧَﺎ اَوَّلُ ﻣَﻦْ ﻳَﻘْﺮَعُ ﺑَﺎبَ اﻟْﺡَﻨَّﺔِ ﴿م٠ج﴾

36 - Ben peygamberler arasında tab'ası ençok olanıyım, ve ben cennetin kapısını vuracak zatların en mukaddemiyim.

İzah : Bu hadis-i şerif bir mu'cize-i nebevviyei göstermektedir. Filhakika bu mübarek hadîs irat buyurulurken ümmet-i merhumenin adedi pek az, Ceziretülarabın mahdut bir parçasına münhasır idi. Fakat bilâhare bu ümmetin efradı artmış, dünyanın her tarafında isbat-ı vücuda muvaffak olmuş, bu husustaki beyan-ı nebevî bir mucize olarak tahakkuk etmiştir.

Sair peygamberlerin ümmetleri ise binnisbe pek mahdut bulunmuştur. Kendilerinden sonra ya başka peygamberler gelmiş veya birer fetret devresi başlamış olduğundan ümmetleri kalmamıştır. Hâtem-ül enbiya, efendimizin ümmeti ise lehülhamd böyle değildir.

Bir kere düşünelim : Malûm olduğu üzere Resul-ü Ekrem sallâllah-i teâlâ aleyhi ve sellem efendimiz milâdın (570) inci senesi Mekke-i Mükerremede dünyaya şerefbahş olmuştur. Bu tarihte cihan ne halde idi. Her taraf ne kadar zulmetler içinde kalmıştı!. Arabistan iki taraftan ihata ederek daima birbiriyle uğraşan Romalılar ile İranîler ahlâksızlık yüzünden artık tefessüha yüz tutmuştu. Bu iki millet, sefalet dalgaları arasında yuvarlanıyor celâlet ve dalâlet kâbusları altında kalarak insanîyetten, nezahat-i hayattan tamamen mahrum bulunuyorlardı Araplar ise Arabistan çöllerinde refah ve saadetten mahrum, ilim ve marifetten bî nasip, dağınık bir halde yaşıyorlardı. Aralarında vahşiyane âdetler, cahilâne itikatler revaç bulmuştu.

İşte böyle bir zamanda, umumî ahlâk bu kadar bozulmuş olduğu bir muhitte hâtem-ül enbiya efendimiz yalnız başına zuhur ediyordu, bütün bu fenalıklardan, bu zulmetlerden beşeriyeti kurtarmaya çalışıyor, etrafını alan gâfil, muhteris insanlara cehaletlerini, dalâlet-i fikriyelerini bîperva ihtar ediyor, binlerce muhataraya maruz kaldığı halde asla fütur getirmiyor, nihayet gaye-i emeline, kudsî maksadına nail oluyor, ne büyük azim, ne ulvî mücadele, ne şanlı muvaffakiyet.

Evet... Şüphe yok ki dini islâm cihanda bir misli daha görülmemiş bir süratle her tarafa intişar etmiştir. Her asırda milyonlarca insanın kalbini teshir edip durmaktadır. İşte Cenabı Hak kendi din-i mübinini izaz için hatemüenbiya efendimizi kadrini ilâ içindir ki, o peygamberi, zişânı bu kadar ümmete, bu kadar muvaffakiyete nâil buyurmuştur.

Müslümanlar; mahza bu din-i mübin sayesinde pek nezih bir medeniyete nail oldular, asırlarca terakkiden terakkiye mazhar bulundular. Din-i islâmı kendilerine birer rehber-i nicat ittihaz eden araplar, derhal ilmen ahlâken yükseldiler, şark ve garba medeniyet nurlarını neşre başlayarak beşeriyete hidayet yollarını gösterdiler, oturdukları her beldeyi imar ettiler, müteaddit yerlerde şehirler vücuda getirdiler, meydana çıkardıkları bir çok ilmî müesseseler, şark ve garp akvamı için asırlarca birer dar-ül feyz ve irfan kesildi, telifine muvaffak oldukları birçok ilmî eserler, şark ve garbın en büyük darülfünunlarında asırlarca tedris edildi.

Bir kere hulefa-i Reşidin hazeratının zaman-ı hilafetlerindeki o cesim fütuhatı düşünmeli, bir kere de Emeviyye, Abbasiye vesair islâm hükümetlerinin vüs'atini, islâm satvetinin derece-i mehabetini, ulûmu fünûnun o parlak terakkisini, efradı müslimin günden güne artmasını tasavvur etmeli... Bütün bu galibiyetler, bu terakkiler islâmiyetin feyz-i lâhûtîsi sayesinde vücuda gelmiş değil midir?

Artık bu kadar harikalar ibda eden bir dinin terakkiyat-ı beşeriyeyi gâfil, insanları saadet tarikına saik olduğunda kim şüphe edebilir? Böyle bir şüphe islâm tarihine, islâm dininin ulvî mahiyetine ademi vukuftan neş'et eder. Bugün birçok yerlerdeki müslümanların eski kuvvetten, eski satvet ve terakkiden mahrum bulunmaları ise kudsî dinlerinin emirlerine, tavsiyelerine lâyıkı ile riayet etmelerinin bir neticesidir. Yoksa :

"İslâm bezat hud nedared aybî

"Her ayb ki hest ezmüsülmaniyi mast"

Dini islâm haddizatında her ayıptan, her kusurdan münezzehtir. Her ne ayıp ki var, mutlaka bizim müslümanlıktaki kusurlarımızdan neş'et etmektedir.

Cenabı Hakkın atıfet-i süphaniyesinden ümit ederiz ki islâm âlemine yeni bir intibah, bir itilâ nasb buyurur, bu ümmet-ı merhumenin mevcudiyeti galip, parlak bir surette kıyamete kadar devam eder. Ve min Allah-ittevfik.

Kayıt tarihi : 16/09/09

Ben peygamberler arasında tab'ası ençok olanıyım, ve ben cennetin kapısını vuracak zatların en mukaddemiyim..

ALLAH C.C 'a sukurler olsun ki O'nun s.a.v ummetiyiz..

Kayıt tarihi : 24/08/08

HAKTAN demiş ki:: Ben peygamberler arasında tab'ası ençok olanıyım, ve ben cennetin kapısını vuracak zatların en mukaddemiyim..

ALLAH C.C 'a sukurler olsun ki O'nun s.a.v ummetiyiz..

elhamdülillah...

Kayıt tarihi : 16/09/10

elhamdülillah Allah razı olsun