Menzil Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaTedbirini Al Takdire Razı Ol  Untitl13Tedbirini Al Takdire Razı Ol  Untitl14Latest imagesTedbirini Al Takdire Razı Ol  Untitl15AramaGiriş yapKayıt Ol
Kütüphane bölümümüz güncellenmektedir.  "Kadın ve Erkek Eşitliği" konusu tamamlanmıştır.
Bağlantı sorunları nedeniyle Portal sayfası geçici olarak kaldırıldı....
"Program Arşivi" forumuna "Antivirüs Güvenlik" ve "Araçlar" kategorisi açılmıştır.
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Hakkını vermediğimiz iş yüzümüzü ağartmaz
Evlilikler de Bunalıma Girer
Ahirete İnancımız Ölçüsünde Huzurumuz Olur
Ebedi Hayata Doğmak
ABDEST
TALAK (BOŞANMA)
Gül Sultanım (Yeni Video Klip)
Beş Esas
Meleklere İman
Can Feda Edilecek Dost
Paz Şub. 23, 2014 7:32 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:27 pm
Paz Şub. 23, 2014 7:18 pm
Paz Şub. 23, 2014 3:07 pm
Ptsi Şub. 17, 2014 3:17 am
Ptsi Şub. 17, 2014 3:09 am
Ptsi Ocak 20, 2014 3:15 am
Cuma Ekim 11, 2013 4:33 am
Çarş. Ekim 09, 2013 2:50 am
Paz Ekim 06, 2013 3:15 pm











Paylaş|

Tedbirini Al Takdire Razı Ol

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
osmanserhat
Yönetici
Yönetici
osmanserhat
Teşekkürleri : 25
Yaş : 38
Kayıt tarihi : 24/08/08
Nerden : Gül Diyarından
Mesaj Sayısı : 9415
Tecrübe Puanı : 28552

Tedbirini Al Takdire Razı Ol  Vide
MesajKonu: Tedbirini Al Takdire Razı Ol Tedbirini Al Takdire Razı Ol  EmptyC.tesi Ara. 17, 2011 11:33 am

Tedbirini Al Takdire Razı Ol

Mükerrem METE

Gerçek manada tevekkül sahibi olanlar ne babalarına ne evlatlarına ne servetlerine ne de hünerlerine güvenirler. Onlar hangi halde olurlarsa olsunlar, bütün işlerini sadece Allah’a havale ederler.

“Deveni önce sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a tevekkül et” sözünü duymuşuzdur. Aslında bu söz bir hadis-i şeriftir. “Devemi serbest bırakıp Allah’a tevekkül etsem olur mu?” diye soran bir sahabiye Allah Rasulü s.a.v.’in verdiği cevaptır. (Tirmizî) Bu cevap, müslümanların sebeplere dikkat etme ve tevekkül konusundaki tavrının özeti mahiyetindedir.

Sebepler bir şeyin görünürdeki nedenleridir. Hamuru kızgın fırına koymak ekmeğin pişmesinin sebebidir. Tevekkül ise, gerekli gişimleri yapmakla birlikte sonuçlar hususunda sadece Allah’a güvenmek, her şeyin ilahî takdirle gerçekleştiğine inanmaktır.

İmam Gazali rh.a. tevekkülü şöyle açıklar:

“Tevekkül, ihtiyaç halinde Allah Tealâ’ya dayanmak, zaruret halinde Allah’a güvenmektir. Başa bir musibet geldiğinde gönül rahatlığı ve kalp huzuruyla Allah’a bağlanıp metanet göstermektir. Rabbine tevekkül edenler, başlarına gelen her şeyin Allah’ın takdiriyle meydana geldiğini bilirler. Kendilerini o sıkıntılardan kurtaracak bütün sebepler de yine her şeyi kudretiyle yaratan Yüce Yaratıcı’nın hükmü altındadır.

Gerçek manada tevekkül sahibi olanlar ne babalarına ne evlatlarına ne servetlerine ne de hünerlerine güvenirler. Onlar hangi halde olurlarsa olsunlar, bütün işlerini sadece Allah’a havale ederler, başka hiçbir güce ve merciye güvenip dayanmazlar.”

Velilerden tevekkül tarifleri

Allah dostları tevekkülü şu şekillerde tarif etmişlerdir:

Sehl bin Abdullah Tüsterî rh.a.:

“Tevekkül Hz. Peygamber s.a.v.’in hali ve ahlâkıdır. Çalışıp kazanmak Rasulullah s.a.v.’in sünnetidir, peygamberin yolundan gitmek isteyen sünnetini terk etmesin.”

İbn Mesrûk rh.a.:

“Tevekkül, ilahi kaza ve hükümlere itirazsız teslim olmaktır.”

Ebu Bekir Zekkak rh.a.:

“Tevekkül, sadece içinde bulunulan günün geçim derdine düşmek, yarın düşüncesini kalpten silmektir.”

Ebu Ali Dekkâk rh.a.:

“Yüce Allah’ın verdiği rızıktan bir hırs ve tamah göstermeden yemek içmektir.”

Hallac-ı Mansur rh.a.:

“Gerçek tevekkül sahibi olan kimse, bulunduğu beldede kendisinden daha muhtaç biri varken orada bir şey yemez.”

Sebepleri gözetmek

İmam-ı Rabbanî k.s. gerçek tevekkülün aslında sebepleri gözetmek olduğunu şöyle açıklar:

“Peygamberler sebepleri gözetirlerdi. Buna rağmen işlerini Allah’a ısmarlamayı da ihmal etmezlerdi. Nitekim Yakup a.s. göz değmesinden korkarak oğullarına şu nasihatte bulunmuştu:

‘Ey oğullarım! Şehre hepiniz aynı kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin.’ (Yusuf, 67)

Hz. Yakub a.s. burada sebepleri dikkate alırken işini Allah’a ısmarlamaktan da geri kalmamıştır. Nasihatinin devamında şöyle demiştir:

‘Ama Allah’tan (gelecek) hiçbir şeyi sizin üzerinizden savamam. Hüküm ancak Allah’a aittir. Ben yalnız O’na dayandım. Tevekkül edenler yalnız O’na dayansınlar.’ (Yusuf, 67)

Sonunda Allah Tealâ Hz. Yakub a.s.’ın bu marifetini doğru ve güzel bularak onu kendisine nisbet etmiştir:
‘…Şüphesiz o ilim sahibiydi. Çünkü ona biz öğretmiştik.’ (Yusuf, 68)

Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak, Peygamberimiz s.a.v.’e hitap ederken sebeplerin aracılığına işaret etmiş ve şöyle buyurmuştur:

‘Ey Peygamber! Sana ve sana tabi olanlara Allah yeter.’ (Enfal, 64)

Sebeplerin tesiri konusuna gelince, Allah Tealâ’nın bazen sebeplerle tesir yaratması ve böylece sebeplerin tesir icra etmesi mümkündür. Bunun gibi bazen de tesir yaratmaması ve çaresiz sebeplerin hiçbir tesir göstermemesi de mümkündür. Nitekim biz günlük hayatta ikisine de şahit olmaktayız.

Başvurduğumuz sebepler bazen sonuç verirken bazen vermemektedir. Sebeplerin tesirini kökten inkâr etmek kuru bir inattır. Bu bakımdan sebeplerin etkisini kabul etmek gerekir. Fakat bununla birlikte sebebin tesiri, tıpkı sebebin kendisi gibi Allah’ın yaratmasıyla var olmuştur. Fakirin bu konu hakkındaki görüşü işte bundan ibarettir. Allah en iyi bilendir.

Bu açıklamalardan anlaşıldı ki, sebeplere sarılmak bazı kıt görüşlülerin iddia ettiği gibi tevekküle engel değildir. Hatta sebeplere sarılmanın hakiki tevekkül olduğunu söyleyebiliriz.”

Tevekkülün dereceleri

Ebu Ali Dekkak rh.a. tevekkülün üç derecesi olduğunu söylemiştir:

“Tevekkülün dereceleri sırasıyla tevekkül, teslimiyet ve tefvîzdir. Tevekkül eden kimse, Allah’ın vaadine güvenir. (Rızkını Allah’tan bekler.) Teslimiyet sahibi halini Allah’ın bilmesiyle yetinir. Tefvîz sahibiyse Allah’ın her hükmüne razı olur.”

Tefvîz halinin en güzel örneklerinden biri Hz. İbrahim a.s.’ın ateşe atılırkenki halidir. Hz. İbrahim a.s. ateşe atıldığı zaman, daha havadayken Cebrail a.s. kendisine gelerek,

“Herhangi bir ihtiyacın var mı?” diye sordu. Allah’ın peygamberi,
“Sendense hayır!” dedi. Cebrail a.s.,
“Öyleyse Rabbinden kurtulmayı dile!” deyince, İbrahim a.s.,
“İstememe ne gerek var. O’nun benim halimi bilmesi bana yeter!” diye cevap verdi.

Sebeplere en iyi şekilde sarılanların da, tevekkülü en güzel gözetenlerin de başında peygamberler gelir. Bize düşen de peygamberleri örnek almaktır. Onların çalışmaları, beklentileri, sevinçleri, üzüntüleri hep Allah rızası içindi. Yüce Rabbimiz onların güzel ahlâkını bize sevdirsin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://akmenzil.yetkin-forum.com

Tedbirini Al Takdire Razı Ol

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Menzil Forum :: Semerkand & Radyo & TV :: Semerkand Dergisi-
SİSTEM BİLGİLERİÖNEMLİ BİLGİLENDİRME
Powered by phpBB2 (subsilver)
Copyright ©2008 - 2011,
Content Relevant URLs by www.akmenzil.net
Kuruluş Tarihi : Paz 24 Ağus. 2008 - 18:30
akmenzil.net sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini onay almaksızın anında siteye yazabilmektedir.Bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcıya aittir.Sitemizde yasalara aykırı herhangi bir materyal bulursanızakmenzil@hotmail.com e-mail adresimize bildirirseniz,şikayetiniz incelendikten sonra en kısa sürede gereken yapılacaktır.
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar